Pattaya demek keyif demek !

Tayland, her gezginin gidilecek ülkeler listesinin başlarında yer alır. Ben de 2010 yılında bu coğrafyaya gitmeye teşebbüs etmiş ancak muson yağmurlarının ülkenin neredeyse yarısını sular altında bırakmış olması nedeniyle bir başka zamana ertelemiştim. Uzaktan uzaktan takibe devam ederken Qatar Hava Yollarının Doha aktarmalı kampanyasını görünce kısmet ayağıma geldi deyip fırsatı değerlendirdim.

Şimdi süper hızlandırılmış 3 günlük Pattaya turuna hazır mısınız?

Pattaya demek keyif demek…

Pattaya, Tayland’ın doğu kıyılarında turistik ve popüler bir eğlence şehri. Tayland tur programlarında Bangkok ve Phuket ile birlikte en çok gördüğümüz üçüncü şehir. Şehrin nüfusu turistler hariç ortalama 100.000; turizm ise en önemli geçim kaynağı… Türkiye’nin Bodrum’u diyebiliriz. İnsanlar tatillerinde yemek, içmek, eğlenmek, relax olmak isterler… İşte bütün bunları Pattaya’da fazlası ile yaşamak mümkün. Bir tarafta turkuaz plajları ile adalar, bir yanda Walking Street eğlence ve gece hayatı. Şehir merkezi için muhteşem güzellikte diyemeyeceğim ancak şehirden 10 dakikada ulaşabileceğiniz parkları, bahçeleri, sakin plajları olan Pattaya  Asya’nın cezbedici keşmekeşliğini yaşayabileceğiniz bir eğlence şehri.

Sokaklardaki elektrik direklerinden sarkan teller ile motosikletlerin çokluğu Pattaya’yı ilk gördüğümde gözüme fazlasıyla batmıştı ama kısa zaman içinde alıştım, hatta doğal gelmeye başladı. Pattaya denilince akla sadece keşmekeşlik gelmesin, modern ve planlı yerleşim alanları da var.

Beyaz kum plajları olan cennet adaların bu karmaşaya çok uzak olmadığına da görene kadar inanası gelmiyor insanın. Pattaya’yı kendimce şöyle tanımlayabilirim; ekşi-tatlı sos gibi bir şehir… Aynı anda tezat şeyler görebilir ama ikisinden de keyif alabilirsiniz…

Thai masajı olmazsa olmaz

Pattaya’nın cadde ve sokaklarındaki masaj mekanlarının sayısı şaşırtıcı derecede fazla. Bu mekanlar gecenin geç vakitlerine kadar da açıklar ve hizmet veriyorlar.  “Bir saatlik ayak masajı mı olur” diye düşünmüştüm içimden taa ki o masaj koltuğuna oturana dek. Bir saat çabucak geçiyor. Ücreti ise 200 Baht yani ortalama 5 Euro. Ayak masajında ayağın tabanındaki çeşitli noktalara uygulanan dokunuşlar oldukça etkili. Dileyen müşterilere ayak masajı öncesinde pedikür de yapılıyor.

Thai masajı için mekanın üst katına çıktık, yerde yan yana asker yatağı gibi sıralanmış yer minderleri birbirinden perdelerle ayrılmış durumda. Kadın erkek karışık aynı yerde masaj yapılıyor. Ortam gayet sade. Masöz, elindeki bir çift yeşil masaj kostümünü uzatıp giymemi istedi. Tüm müşteriler bu kostümleri giymek durumunda, çıplak ya da yarı çıplak masaj yapılmıyor. Bir saat süren Thai masajında tüm kas ve iskelet sistemimin en küçük bileşenine kadar çalıştığını hissettim. İnanılmaz iyi geldiğini söyleyebilirim. Ücreti 300 Baht  yani ortalama 7-8 Euro.

Ayak ve Thai masajı dışında aromatik masajlar, baş masajları da yapılıyor. Masaj süresini iki saate çıkartabileceğiniz gibi birden fazla masöz de talep edebiliyorsunuz, fiyat da bunlara göre değişiyor. Ayrıca bahşiş bırakmayı da unutmamak gerekir.

Önyargıyı bırakın Thai yemeklerinin lezzetini keşfedin

Türkler Asya mutfağına karşı önyargılı. Kedi köpek eti, böcek yeniyor diye memleketten yemek taşıyanlar dahi oluyor. Seyahatim esnasında sadece tek bir böcek tezgahı gördüm, o da turistlerin yoğun olduğu Walking Street in girişinde idi. Oysa ki Thai Mutfağı dünyanın en iyi 10 mutfağından biri. Acılı, acısız sosların lezzetlendirdiği sebze yemekleri, salatalar, karides ve diğer deniz böcekleri, çorbalar ve pilav hepsi de birbirinden nefis ama ben en çok da limon kabuğu ile acının tadını aynı anda aldığım çorbaya bayıldım. Zaten çorba ve ekmek yerine yenilen pirinç pilavı Thai menülerinin olmazsa olmazı… Yumurtalı pirinç pilavını ilk kez Tayland’da gördüğümü ve tattığımı ve hatta çok beğendiğimi de itiraf etmeliyim.

Pattaya’da Thai Mutfağını deneyimleme fırsatı bulduğum Walking Street’deki See Food restoranda içecekler dahil kişi başı 30 Euro, Jomtien bölgesindeki plajdaki Glass House restoranda ise yine içecekler dahil kişi başı 15 Euro hesap ödedik, her iki restoranda da yediğim herşeyin tadı damağımda kaldı.

Restoranlarda yemek siparişi ilk önce içecek siparişi ile başlıyor, sonrasında yemeklere geçiliyor, siparişlerin hepsi ise önceden uyarmaz iseniz  bir anda servis ediliyor, insan yemeğe hangisinden başlayacağına şaşırıyor.

Tayland kültürüne göre evlerde mutfak yok, dolayısı ile evde yemek pişirilmiyor, ilk duyduğumda çok şaşırmıştım, insanlar bu nedenle yemeklerini dışarda yiyorlarmış meğer. Sokaklarda adım başı yemek yapıp satan seyyar satıcılar ve çok sayıda lokanta var. Hangi yemeği istiyorsanız yemek o anda size özel hazırlanıyor. Seyyar satıcıların tezgah görüntüleri biraz dağınık olduğundan turistler hijyenik bulmayıp pek tercih etmiyorlar ama yemek piştikten sonra albenisi yüksek, cezbedici…

Tropikal meyveleri doyasıya tadın

Tayland, tropical iklimde bir ülke o nedenle de Türkiye’de hiç görmediğimiz meyveleri görebiliyoruz. Tropikal meyvelerin Türkiye’deki raf fiyatları nasıl yüksekse bildiğimiz kiraz, elma, çilek gibi bu topraklarda iklimden dolayı yetişmeyen meyvelerin fiyatları da Tayland’da anormal derecede yüksek. Ama zaten bu ülkeye gelip de onca lokal meyve varken kiraz elma yemek olmaz. Tattığım meyveler arasında çompu, liçi, mangkut ve daha bir kaç tür daha vardı, genel olarak lezzetli bulduğumu söyleyebilirim, zaten bazı meyvelerin tadı birbirine çok benziyor. Ama bir de durian meyvesi var ki uçağa alınması bile yasak, kokusu feci bir şey…

Tuktuklarla gezin

Tuktuk, pek çok Asya ülkesinde kullanılan toplu taşıma aracı. Pattaya’da otelin önüne bekleyen bir tuktuk taksi ile hem ekonomik hem de keyifli bir şekilde gideceğimiz her yere gittik. Yanları açık, üzeri kapalı bir kamyonet tuktuk, ayakta da yolcu alınıyor. Araca binerken iki basamak çıkıyorsunuz, bazılarında basamak sabit değil şöför inip binerken merdiveni dayayıveriyor, kafayı çarpmamak için eğilmek gerekiyor, çevreyi görerek havadar bir şekilde gezdik. Bir yerden bir yere giderken şehir içinde 10 Baht. Tuktuk sadece toplu taşıma aracı değil aynı zaman da taksiler de var. Pattaya Second Road ‘daki otelimizden Millions Year Stone Park’a 400 Baht’a, Nong Nooch Tropikal Garden’a ise 700 Bahta gittik ancak bunlar turiste uygulanan tarife değildi. Kıssadan hisse; mesafeler çok uzak olmamasına ve turist tarifesi olmamasına rağmen ödenen rakamlar beklentinin üzerinde ancak 4-5 kişi gezdiğimizden makul geldi. Şoföre gideceğimiz yeri Google harita ile bile zor anlatmış olmama ve her telefon açışımda beni alacağı zamanı anladığını zannetmiş ama anlamamış olduğunu yaşayarak anlamış olmama rağmen yine de tuktukla gezin diyorum 🙂

Milyon Year Stone Park’da fosilleşmiş ağaçlar enteresan

Pattaya’ya yaklaşık 15-20 dk mesafedeki Milyon Year Stone Park bir çeşit hayvanat bahçesi. Timsahlarla heyecanlı showların izlendiği, fillerle ormanda kısa safarilerin yapıldığı, kaplanla sarmaş dolaş fotoğraf çektirme olanağı olan bir hayvanat bahçesi. Parkın en önemli özelliği ise, yüzmilyon yıl yaşındaki ağaçlar. Artık mermerimsi bir taşa dönüşen bu ağaçların şekilleri de enteresan.

Timsah showun en heyecanlı bölümü, bakıcının kendi kafasını timsahın açık ağzından içeri soktuğu an. Timsahları Nepal’de ve Kenya’da da izlemiştim, uykuları derin hayvanlar ancak birden uyanıp tehlikeli yüzlerini gösterebiliyorlar. Parkın içindeki bir gölette timsahlara tavuk eti atarak besleyebiliyorsunuz da…

Filler ise her zaman daha zararsız görünüşe sahipler, çok istemesem de üzerine binip yarım saat orman gezintisi yaptım. Filleri muzla beslemek ise heyecanlı, korkmaya gerek yokmuş meğer, elinizdeki muzu  hortumu ile hüpletip alıyor:) Kafesteki kaplanlar ise uyuşturulmuş resmen, yanına oturup, sarılıp fotoğraf çektiren turistler için heyecanlı olabilir ama Masai Mara’da doğal yaşama tanık olmuş biri olarak üzdü beni…

Nong Nooch tropikal bahçeye hayran kalacaksınız

Bir park düşünün; yemyeşil ağaçların özenle budandığı, oya gibi ince detaylarla şekillendirildiği bir park. Yukarıdan bakınca ne kadar düzenli bir görüntüsü olursa olsun, içine girdiğinizde bir labirent misali, kaybolabilirsiniz dikkat… Parkın içinde ayrıca Stonehenge Garden, French Garden, Butterfly Garden, Orkide Garden, Seramik Garden gibi birbirinden farklı dizaynlarda oluşturulmuş bahçeler ve tapınaklar da var.

Tropikal bir bahçe olmasına rağmen içinde bir de araba müzesi bulunuyor, antika araç da sergileniyor yarış arabası da… Oldukça geniş bir alana kurulmuş olan parkı gezerken araba müzesi sıcak ve bunaltıcı havada mola verilebilecek en güzel serinleme mekanı olarak gelmişti bana…

Parkın içinde Thai kültürünü tanıtıcı gösterilerin yapıldığı bir sergi salonu var. Giriş ücretinden ayrıca bilet alınarak bu gösteriler izlenebiliyor. Yaklaşık 30 dk. süren gösterilerde birbirinden güzel Thai kızları ve laydboylar yöresel kostümleri ve makyajları ile dans ediyorlar. Filler ve erkekler ön plana çıkmasalar da gösterinin birer parçası. 

Parkın en eğlenceli gösterisini ise yavru filler yapıyor. Büyük küçük herkes gösteriye neredeyse koşarcasına gidiyor. En ön sırada yer kapıp yakından izlemek istiyor. Futbol oynayan, dans eden, halay çeken filler… Gösterinin bir bölümünde filler seyircilerden bahşiş toplamaya başlıyor, muzu ve parayı aynı anda uzattığınızda muzu hortumu ile itip parayı kapıyor, filler müthiş eğlenceli.

Big Buddha şehrin en panoramik tepesinde

Pattaya’nın en güzel seyir tepesi olan Khao Phra Tamnak tepesinde bulunan Big Buddha, 18 metre yüksekliğinde. Deniz seviyesinden yaklaşık 100 metre yükseklikteki bu tepeden aynı zamanda Jomtien ve Pattaya izleniyor. Konfüçyüs’e adanan bu tapınağın ise merdivenleri boyunca altından yapılmış 7 başlı ejderha var. İbadete açık olan tapınağı ziyaret ederken şort, askılı gibi açık kıyafetleri kamufle edecek bir şeyleri yanınızda bulundurun, tüm ibadethaneler gibi burada da hassas olmak gerekir.

Tapınakta dua edilen,  mum yakılan, çiçek bırakılan kapalı bölümler de açık bölümler de var. Big Buddha’nın çevresindeki göbeğe parmak sokup dilek dilenilen, yan gelip yatan, bilgiç olan yani farklı farklı heykeller enteresan gelmişti bana.

Mercan Adası’nın turkuaz plajlarında güneşlenin

Pattaya şehir merkezinde palmiye ağaçlarının gölgesinde halk plajları var ancak denizin bu bölgelerde çok temiz olduğu söylenemez.  Pattaya açıklarındaki Koh Larn yani Mercan Adası, feribot ile ulaşımı oldukça kolay ve şehre uzak olmaması nedeni ile kısa seyahat programına dahil oldu, iyi ki de olmuş. Turkuaz  bir plaj hiç görmemiştim, aşık oldum diyebilirim. Beyaz kumlar, palmiyeler, turkuazdan laciverte doğru degrade bir deniz… Hızlandırılmış Pattaya gezisinin sanırım en keyifli bölümü idi Mercan Adası. Mevsim itibarı ile deniz dalgalı olsa da suyun sıcaklığı Türkiye’deki ortalamanın çok çok üzerinde olduğundan hoş ve eğlenceli bir zaman geçirdim.

Walking Street eğlencenin kalbi

Tayland, Pattaya denilince akla gelen ilk yer sanırım Walking Street, hele bir de bayan değilseniz… Sahil yolunun sonunda Walking Street tabelasından geçer geçmez ortam değişiyor. Saat 18:00 den itibaren araç trafiğine kapatılan yol boyunca publar, gece klupleri, masaj salonları, camların önünde dans eden kızlar pardon ladyboylar sıralanıp gidiyor. Yaklaşık 500 metrelik caddede deniz kenarında balık restoranları da yer alıyor. Bir akşam yemeğini buradaki sea food bir lokantada aldık, bölge olarak salaş gibi görünse de hesap öyle salaş mekan hesabı gelmiyor.

Cadde sezon dışı gittiğimiz halde yine de kabalık idi, insanlar ( ağırlıklı olarak erkekler) akşamı zor ediyor sanırım buraya gelmek için. Thai halkının buradaki cluplere girmesi yasak. Bir iki klubu ziyaret ettik, içerde yüksek platformlarda dans eden ladyboylar ya da kızlar, etrafta alkol alan ve dansları izleyen turistler, birbirlerini ayartmaya çalışan insanlar… Olaylar bundan ibaret… Beni pek sarmasa da bir kez olsun görmek istediğim bir yer idi. Türkiye’den pek çok kişi gece hayatı için Pattaya’ya geliyor, hatta bir gelen bir daha bir daha geliyor neredeyse… Bence bu kadar rağbet görmesinin sebebi Asya’nın rahatlığı ve insanın burada kendini daha özgür hissetmesi.

Dip not: Fotoğraftaki Walking Street tabelasının üzerindeki kral ve eşinin fotoğraflarını ülkenin pek çok yerinde görmek mümkün, halk kralını seviyor. Seyahatimi Haziran 2016 da yapmıştım ve kral çok hasta idi, maalesef Ekim 2016’da vefat etti.

Pattaya’da Gezilecek Diğer Yerler

• Buddha Mountain Temple; bir tepenin yamacına altından yapılmış Buddha heykeli, dünyanın en büyükleri arasında.
• Hakikat Tapınağı; tamamı ahşaptan ve tek bir çivi bile kullanılmadan yapılan, 105 metre yüksekliğinde bir tapınak.
• Floating market; Thai halkının nehir üzerindeki ahşap kayıklarda meyve, sebze ve hediyelik eşya sattığı artık turistik olan bir yüzer pazar.
• Mini Siam; dünyanın sembol olmuş yapılarının minyatürlerinin sergilendiği bir bahçe.

• Art in Paradice; üç boyutlu resimlerin içinde olmak farklı bir deneyim olabilir.
• Cabaret Show; Thai kültürünü şaşalı kostüm ve makyajlarla sahneleyen ve tamamen ladyboyların sahne aldığı gösteriler.
• Pattaya’ya yakın adalarda dalış imkanı mevcut.

Pattaya’dan  hediyelik eşyalar

Genel olarak ucuz bir imaj çizen Tayland’ın aslında çok da ucuz bir yer olmadığından bahsetmiştim. Son 3-4 sene fiyatlar herşeyde yükselmiş. Durum böyle olunca alışverişe özel bir bölüm ayırmadım seyahatimde. Ancak; timsah derisi cüzdan, kemer gibi aksesuarlar ile ipek şal vb. ürünler Tayland’dan hediye götürülecek en otantik şeyleri olabilir. Pırlanta severler ya da eşine sevgilisine pırlanta almak isteyenler Pattaya’dan eli boş dönmesin, fiyatları Türkiye fiyatlarına nazaran daha makul.Elektronik merakı olanlar ise Pattaya’nın elektronik marketlerinden olan Tukcom ‘a zaman ayırması gerekir. İhtiyacım olan powerbank ile kablosuz kulaklığı buradaki dükkanlardan oldukça  uygun bir fiyata aldım. Tukcom ‘a alternatif ise her ürünün garantili satıldığı Power Buy elektronik market.

Tayland’a vize almak gerekir mi?

Tayland, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına vize uygulamıyor, sadece ülkeye girişte bir form doldurulması gerekiyor. Pasaport kontrolde görevli bu formun yarısını alıp diğer yarısını pasaportunuzun arkasına zımbalıyor ve  ülkeden çıkarken de diğer zımbalanmış evrakı geri alıyorlar.

İstanbul’dan Pattaya’ya nasıl gidilir?

İstanbul’dan Pattaya’ya direk uçuş bulunmuyor ancak dilerseniz Bangkok’a direk ya da benim gibi aktarmalı olarak uçabilir ardından Bangkok’tan Pattaya’ya otobüs ya da taksi ile geçebilirsiniz. Tayland’da taksimetre olduğu olduğu halde pek açılmıyor, pazarlık yapılması gerekiyor. Arkadaşımın önerisi ile Mr.Taksi’ye (mr_ttaxi@hotmail.com) mail atarak uçuş bilgilerimi ilettim ve 1300 Bahta anlaştım, dört kişi olduğumuzdan geniş bir araç rica ettim, havalimanı çıkışında ismimle karşılandım. Bangkok Havalimanından Pattaya merkez ortalama 120 km. ve 1,5 saatlik rahat bir yolculukla ulaştım.

Pattaya’da konaklama

Pattaya, Türkiye’nin Bodrum’u gibi bir tatil merkezi, dolayısıyla çok sayıda otel alternatifi var. Başlangıçta sahil yolu üzerindeki otellerden mi rezervasyon yapsam diye düşünmüştüm ki  Plaj Yolu ( Beach Road )  caddesindeki otellerin geceleri yüksek volumdeki müzik ve eğlence sesinden dolayı  gürültülü olabileceği iletilince plaj yoluna paralel ikinci cadde olan Second Road ‘da bulunan otellerden Mercure Pattaya Otel’de rezervasyon yaptırdım. Otel konaklamasını yaparken booking.com ile agoda.com sitelerini karşılıklı mukayese etmenizde fayda var çünkü aynı dönemde aynı otel için birbirinden farklı fiyatlar olabiliyor. Otel konaklamasının kahvaltı dahil günlük ortalaması  45 Euro. Kahvaltısı gayet doyurucu ve Türklere hitap edebilen bir menüye sahip. Çok daha düşük ücretlerle de üç yıldız ya da daha düşük yıldız otellerin mevcut olduğunu dip not düşelim. Ancak, geceliği 5-10 Dolara kalınan günler geride kalmış artık, Tayland’da otel konaklamasından yeme içme, müze girişine kadar ücretlendirmede dünya standardına ulaşmış.

Gezi ile ilgili diğer notlar;

• Tayland’ın para birimi Baht ve  1 TL = 11 Baht ( yaklaşık ); 100 Baht = 2,6 Euro ( yaklaşık )
• Pattaya’nın en canlı sezonu kasım-mayıs arası, mevsim bu dönemde yağışsız.
• Tayland’a gelen Türklerin çoğunluğu seks turizmi için geliyor olsa da ülke gerçekten egzotik ve güzel. Toprak büyüklüğünü ve gezilecek yerlerin çokluğunu düşünürsek Tayland’ın doğusuna, batısına, kuzeyine ayrı ayrı gelip gezmek gerekir.

Tayland’a olan ilgimi artıran unsurların başında elbette ülkenin muhteşem palmiyeli plajları ve Asya’nın keşmekeşliği geliyor ancak FlyingWalker isimli facebook sayfasını kurucusu arkadaşım Erhan Öğüten’in periscope canlı yayınlarının da payı büyük, ayrıca Pattaya seyahatime katkılarından dolayı kendisine yürekten teşekkür ediyorum.

Bekle beni Tayland, yine yine geleceğim…