“Lütfen dikkat : Bu yazıda göreceğiniz fotoğrafların tamamı Isparta’nın Keçiborlu ilçesine bağlı Kuyucak Köyü’nde 12 Temmuz 2015 tarihinde çekilmiştir” anonsunu yazının başında yapmak daha doğru olacaktır diye düşündüm. Geçtiğimiz yıl yine bu zamanlar lavanta tarlalarını görmek için Fransa’nın Provans bölgesine gitmiş ve muhteşem Fransız Köylerinin arasındaki lavanta vadilerinde görsel ve beyinsel bir sarhoşluk ile harika dört gün geçirmiştim. Seyahatten döner dönmez “acaba Türkiye’de de lavanta tarlaları var mı” diye internette bakınırken Isparta’nın Kuyucak Köyünde lavanta üretimi hakkında bir kaç gazete haberi görmüş ve 2015 yazında gidilecekler listeme dahil etmiştim. Facebook’tan adresinden yazışarak bilgi aldığım Lavanta Diyarı sayfasının admini Hüseyin Avcı ile iletişimi koruyarak temmuz 2015’de Kuyucak Köyü‘ne günübirlik bir keşif gezisi organize ettim.
Kuyucak Köyü lavanta diyarı imiş meğer…
Sabah erken vakitlerde Kuyucak Köyü‘ne varmak üzere iken mor mor lavantaları ilk gördüğümüz tarlada ilk molamızı verdik. Sevinç ve heyecan dolu çığlıklarla bir kaç fotoğraf çekimi ve sosyal medya paylaşımı sonrasında yola devam ettik ancak yol boyunca sağlı sollu tepelere kadar uzayan lavanta tarlalarını görüp de şok olmamak ne mümkün.
Fransa’daki lavanta tarlaları güzeldi ama henüz turların keşfetmediği, turistlerin akınına uğramamış saf Kuyucak Köyü bir başka güzel… Köyün öyle büyük ve belirgin bir meydanı yok ancak sokakları, kerpiç evleri, kaldırım kenarlarından fışkıran kocaman lavanta öbekleri daha ilk görüşte bizi kendine bağlamayı başardı. Burdur Gölü manzaralı Kuyucak Köyü 150 haneli ancak köyde yaz-kış oturan hane sayısı 90 , halk geçimini lavanta üreterek, balcılık yaparak sağlıyor. Ayrıca hatmi çiçeği-papatya-kekik gibi yörede doğal yetişen otları ve çiçekleri toplayıp kurutuyor ve satıyorlar.
Kuyucak ile çevresindeki Kuşçular, Çukurören, Yeşilyurt köylerinde ve Senir ila Kılıç kasabalarında lavanta üretimi yapılıyor. İlk defa yörenin gül tüccarı Zeki Konur tarafından 1975 yılında Fransa’dan getirtilen lavanta fideleri otuz aileye onbeşer kök şeklinde dağıtılmış, başlangıçta gül tarlalarının kenarlarına ekilmiş. 1990 ‘lı yıllardan itibaren ticari amaçlı ekimlere geçilmiş. Kurak, susuz, birşey üretilemeyen tarlalar boş kalmasın diye ekilen ilk lavanta fidelerinden bugüne 3000 hektar alana kadar yayılmış lavanta üretimi. Türkiye’nin toplam lavanta üretiminin %93’ü bu bölgeden sağlanıyor. Köyde bir kooperatifleşme yok, lavantaların hasat sonrasında bir kısmının yağı çıkarılarak satılıyor, bir kısmı ise deste deste kurutulup düğün-davet-organizasyon firmalarına gönderiliyor. Köy halkından bir kaç kişi, gül hasadının turizme kattığı canlılığı ve ekonomiye katkısını görünce neden lavanta için de turistler köyümüze gelmesin deyip ilçe ve il idari birimleri ile görüşmüşler ancak henüz profesyonel bir çalışma başlamamış. Şimdilik kendi bireysel çabaları ile bir turizm firmasının Asyalı turistleri köye getirmesini başarmışlar, yine bu yıl ilk olarak bir iki yerli tur firması da etkinlik takvimine lavanta tarlalarını dahil etmiş. 2015 sezonu kaçmış olsa da 2016’da Türkiye’nin lavanta diyarı popüler olacağa benziyor.Lavantalar, haziran sonu morarmaya başlıyor ve temmuz ayı çiçekleri patlayınca mosmor oluyor. Temmuz sonu ağustos başından itibaren ise hasat yapılıyor ve lavantalar toplanıp yağları çıkartılıyor. Hasat sırasında lavantalar dipten değil orta yerinden hızar tarzı bir bıçakla ya da orakla kesilip toplanıyor, bir sonraki yıl da kesilen yerden yeniden yeşerip büyüyor lavantalar. Kurak, susuz tarlalardan böyle verimli ve görsel açıdan nefis bir ürünün elde ediliyor olması, ayrıca bir kökten 15 hatta 20 yıl boyunca üretim alınacak kadar verimli olması lavantaya olan hayranlığımı bir kez daha arttırdı.
Hasat vakti köyün içi dışı her yer buram buram lavanta kokuyormuş.Benim ziyaretim mosmor olduğu dönemde yani temmuz ortasında gerçekleşti. Tarladan lavanta topladık, kesilmiş lavantaları desteledik, lavanta tarlalarında kendimizi kaybedene ve ayaklarımız yorulana kadar fotoğraf çektik. Ama bir de at arabasının daracık kasasında hoplaya zıplaya lavanta tarlasına bir gidişimiz vardı ki, gezinin en eğlenceli kısmı oldu:)
Lavanta’nın ürünleri ve faydaları:
Kuyucak Köyü’nden Dr. İbrahim Saraçoğlu’na lavanta gönderiliyormuş, Saraçoğlu’nun yapmış olduğu çalışmalara ve araştırmalara göre lavanta idyopatik burun akıntısına, toz alerjisine, iltihaplı eklem romatizmasına ve karaciğer yağlanmasına karşı birebir… Ayrıca lavantanın sakinleştirici özelliği de var. Biz bile köyde lavanta sarhoşu olduk, inanılmaz bir rahatlama ve uyku durumu oluştu, alışık değiliz lavantayı bu kadar yoğun teneffüs etmeye…
- Lavanta balı; lavanta tarlasına girince yüksek seste arı vızıltıları duyuluyor, bu kadar arı olunca bal da olması normal… Lezzetli ve kokulu bir bal. İsteyen petekli isteyen süzme alabiliyor.
- Lavanta çayı; kurutulmuş ya da taze lavantayı kaynamış suya bırakıp 3-4 dakika demlenmesini bekleyip sonra sıcak sıcak içebiliyorsunuz, ben ilk defa tattım ve nefisti.
- Lavanta yağı; ağrıyan eklemlere sürüp masaj yapılıyor, romatizmaya da birebir. Spalarda masaj yağı olarak da kullanılıyor.
- Lavanta suyu; cildi silmek amacıyla tonik gibi kullanılıyor, cildi temizliyor ve rahatlatıyor. Saçlarınızı yıkadığınız suya lavanta suyu ilave ederseniz saçlarınız canlı ve parlak olacaktır.
- Lavanta sabunu; kokusu temizlik ve rahatlık verir kullanana. Köyde henüz bir marka yok ancak sabun fabrikasına kendi lavantalarını verip sabunlarını yaptırıyorlar.
- Lavanta kurusu; çekmecelere konulduğunda hem eşyalarınız güzel kokar hem de güve oluşumunu engeller. Uyku sorununuz varsa baş yastığınızın içine ya da altına bir lavanta kesesi koyarsanız deliksiz kaliteli uyku uyuyabilirsiniz.
Kuyucak Köyü’ne ulaşım ve konaklama:
Kuyucak Isparta şehir merkezine 50 km mesafede; uçak ya da otobüs ile Isparta ya da Keçiborlu’ya gelebilir, Keçiborlu’dan ise köye gelen dolmuş minibüslerle ile ulaşabilirsiniz. Ayrıca İstanbul’dan gelecekseniz şayet, uçak Isparta’ya öğlene doğru vardığından gün bölünmüş oluyor ve akşam dönüş için geç saatte sefer olmadığından ertesi gün dönmeniz mümkün. Ben direk Denizli Çardak Havalimanına uçup ( sabah 7,40’da uçak havalimanına inmiş oluyor) günübirlik araç kiralayarak , yaklaşık 1 saatte köye vardım. Akşam da iki alternatifli uçuştan geç vakitte olanı tercih ederek günü tam olarak değerlendirmiş oldum.
Araçla giderken Keçiborlu’ya varmadan Kılıç tabelasını gördüğünüzde sapmanız ve Kılıç istikameti takip etmeniz gerekiyor. Henüz lavanta turizmi başlamamış olmasından dolayı Kılıç’a varana kadar yol boyunca Kuyucak ya da lavanta üzerine herhangi bir tabela bulunmamakta./ 01.06.2016 Notu: Yol boyunca Lavanta Tarlaları tabelalarını görebilirsiniz artık:)
01.06.2016 Notu: Kuyucak’ta ev pansiyonculuğu 2016 yılından itibaren başladı, konaklamak isterseniz yazının sonunda yazmış olduğum telefon numarasından irtibata geçebilirsiniz. Ayrıca Keçiborlu ya da Isparta Merkez’deki otellerde de kalabilirsiniz.
Öneri;
- Kuyucak ve çevresinde sadece lavanta değil, mor zambak ve gül de üretiliyor. Mayıs ayında güderseniz gül hasadına katılabilirsiniz, temmuz başında giderseniz hem lavantaları hem de zambakları görürsünüz.
- Köyde yemek yiyebileceğiniz bir lokanta bulunmamakta, o nedenle tedbirli olun ya da Lavanta Diyarı facebook sayfasının admini Hüseyin Avcı / Ramazan Avcı ile 0542 611 65 70 irtibat kurabilirsiniz, size oldukça ekonomik bir ücrete harika yöresel kahvaltı ya da öğle yemekli lavanta turu organize edeceklerdir. ( 02.07.2018 Notu: Köye iki tane cafe açıldı, ayrıca tarla turlarında gözleme de yapıyor ve satıyorlar artık)
- Yöre halkını turizme heveslendirmek ve desteklemek için küçük de olsa tezgahlarından bir şeyler satın alın. ( 02.07.2018 Notu: Köyde kadınların el emeği ürünlerini sattığı bir kooperatif kuruldu, köye 200 mt mesafedeki bu mekana uğrarsanız lavantaya dair hediyelik el emeği ürünlerden alabilirsiniz)
- Lavanta çayı için, lavanta dondurması yiyin.
- Kuyucak’tan ayrılabilirseniz Eğirdir Gölü’ne geçip göle kenarındaki lokantalarda balık yiyebilir göl havası alabilirsiniz ya da Sütçüler’deki Yazılı Kanyon’da trekking yapabilirsiniz. Aracınız var ise Sagalassos Antik kentini dahi ziyaret edebilirsiniz.
28 yorum
Ah fotoğraflara bayıldım Oya! Nefis nefis!
teşekkürler Kemal… Bir gün yolunun düşmesini çok isterim, inanılmaz güzel ve bakir bir bölge… Sana, bana, seyahat yazarlarına ihtiyaçları var tanıtım için…
Oya hanım benimle irtibat kurma şansınız var mı acaba?
İsmail bey, yazımın yayınlandığı tarım dergisini heyecanla bekliyorum, saygılar….
Süpersiniz ben de lavantalara bayılırım yurtdışında Fransada da lavanta bölgelerini gezmistim Türkiye de olduğunu bilmiyordum bilgilendirdiginiz için çok tesekkurler
Tülin hn, inanın o kadar güzel ki Fransa’dan daha etkileyici… Gitmeyi düşünüyorsanız haziranda gidin mor leylakları da görmüş olursunuz… Sevgiler…
Köyüm bu kadar güzel tanıtılamazdı 🙂 kçyüm hakkında böyle güzel yorumlarda bulunulması sevindirdi. İnşallah popüleritesi daha da artar köyümün
Ömer bey, 2016 yılı Kuyucak Yılı olacak, göreceksiniz 🙂
Burnumun dibindeki yerden habersiz bir lavanta delisine bu bilgileri sunduğunuz için çok teşekkürler🙏
Kuyucak Köyünü ve lavantaları ziyaret etmelisiniz o zaman :))
Buraya bir kere de beraber gidelim. Harika manzaralar.
Benimle gez 🙂 Bu yıl da leylaklara ve gül hasadına katılmayı planlıyorum.
Yazılarınız harika gitmeyi düşünüyorum ama yazılarınızı okuduktan sonra kesinlikle gitmeye karar verdim hemde bi arkadaşımın kapısını çalıp temmuzun ilk haftası inşallah hadi kalk Isparta’ya gidiyoruz deyip sabahın köründe Antalya’dan yola çıkıp biraz lavanta koklayıp huzur bulmaya ihtiyacimiz var. Teşekkürler var olun..
Melike, tarladan ilk fotoğrafını facebook sayfamda paylaşırsan sevinirim 🙂
Lavanta festivali duzenlenebilirmi
Yakın gelecekte düzenleneceğine inanıyorum…
FESTİVALDEN HABERİM OLMASI İÇİN BANA (05362218484) BİLDİRİNiz lütfen.
(salih)
Müthiş resimler ellerinize saglık
Bu tip kişisel fotoğraf paylaşımı veren sitelerin değerini bilmek gerekiyor. Çünkü emek verilip bizler için değerli bilgiler paylaşılıyor. Gerçekten ellerinize sağlık değerli paylaşımlarınız ve fotoğraflarınız için.
Gerçekten görülmeye değer bir köy.Turkiye bin lavanta bölgesi…Devlet biraz daha sahip çıkarsa Fransa ile yarışır duruma gelebilir.İnsanlari çok misafirperver…Evlerinde kaldığımız Hatice Hanım ve Şener Bey ailesinde teşekkür ederiz.Bize burayı tanıttığımız için sizlere teşekkür ederiz…Gezilerimiz takip ediyoruz…Keşke buradan çektiğimiz fotoğraflarida paylaşabilsek…
Hasan Bey Kuyucak köyüne gitmenize ve kalmanıza çok sevindim, köy daha da gelişecek bundan eminim 🙂 Fotoğraflarınızı facebook sayfamda paylaşabilirsiniz, hatta çok sevinirim…
Konu hakkında araştırma yapmak için sitenize giriş yaptım ve gerçekten de blog siteleri yazarları titiz çalışmayla bilgileri bizlere sunmaktadırlar. Diğer web sitelerinde bilgiyi elekten geçirmeden direkt sunuyorlar fakat konuya özgü yazılar veren blog siteleri yazarları bizlerin hassasiyetini anlayıp buna uygun davranmaktadırlar. Emekleriniz için teşekkür ederiz.
Kişisel bloglar sayesinde aradığımız özgün detaylara daha kolay ulaşabiliyoruz, sizin de dediğiniz gibi her bilgiyi direk yazmıyoruz, doğrulamak lazım, çünkü bir yazı hiç ummadığımız kadar fazla kişiye ulaşabiliyor, doğru bilgi şart…
Lavantalarla alakalı güzel bir yazı olmuş. Sanırsam yetiştirilen bölgenin tamamını güzel bir koku kaplıyordur. Ayrıca bizlerle bu bilgileri paylaştığınız için teşekkürler
Kuyucak Köyü ve çevresi her çiçek döneminde bir başka güzel…
Bir gün gidip gezip görmek dileğiyle diyelim o zaman 🙂
Gitmeyi çok çok çok istediğim yerlerden birisi… Bu çiçeklerin kokusunu çekmek hayatın stresini yok etse gerek…
Çok keyifli olduğu kesin… Bence bu güzelliği görmelisiniz…