Yaz bitip de deniz sezonu kapanınca ayaklarımız bizi dağlara doğru götürür… Kamp malzemeleri gözden geçirilir, trekking rotalarına yeniden bir bakılır…
Aylardan kasım ve Zirve Dağcılığın bir gece çadır konaklamalı trekking etkinliğine davet edildim. Etkinliğe üç arkadaşım daha davetli, hepimiz iş çıkışı toplanıp soluğu Dekatlon mağazasında aldık. Topu topu bir gece çadırda kalacağız ancak hepimiz için de ilk olacağından oldukça önemsiyoruz. Çadır ve uyku tulumu, su geçirmez sırt çantası, termal çorap, bere, fener vb. kamp ihtiyaçlarımızı giderdik. Ödediğimiz fatura ile beş yıldızlı bir otelde bir gece konaklama yapabilirdik, şaka değil gerçek diyorum, ama biz dağda çadırda uyumayı tercih etmiştik bir kere 🙂
İnönü Yaylasına ulaşım:
İstanbul istikametinden gidecekler için İzmit körfezinden Bursa yoluna saparak Yuvacık Barajı boyunca ilerleyip, Tepecik Köyüne, köyden devam ederek İnönü Yaylasına varabilirsiniz. İstanbul’a mesafesi yaklaşık 145 km. Yayla, Pamukova ile İzmit arasında ancak İzmit sınırları dahilinde.
İnönü Yaylasında kamp:
İnönü Yaylası, çimenlik düz bir yayla ve etrafı göknar ve çam ağaçları ile çevrili. Rakım 1050 metre. Yaklaşık 4 saat süren 12-13 km. zor olmayan bir yürüyüş parkuru mevcut. Ayrıca yaylanın hemen girişindeki tabelada görüldüğü üzere Serindere Kanyonuna buradan bir yürüyüş rotası mevcut. Yaylada çevre köylerde yaşayanların gecekondu benzeri yayla evleri de var. Kampı suya yakın ve düz bir yere kurmak doğru olacağından biraz bakınıldı ve yaylanın girişine değil biraz daha iç kısmına kampın kurulmasına karar verildi. Yayla su açısından zengin, en az üç dört çeşme gördüklerim arasında idi.
Kamp alanına karar verildikten sonra herkes çadırını kurmaya başladı. Bizim çadırımız iki oda bir salon, büyükçe bir çadır ancak o kadar düz alan varken eğimli alana kurmamızın bedelini gece uyurken sürekli kayarak ödeyeceğimizi bilemedik. Çadır kurma işleminden sonra ateş için etrafa dağıldık, herkes odun çalı ne bulursa topladı ve kamp ateşi yakıldı. Fazla zaman harcamadan ekip doğa yürüyüşüne başladı.
Orman içinde yürüdükçe sis bastırmaya başladı, ekibin başı ve sonu birbiri ile koordineyi hiç aksatmadı ki bu durum siste çok önemli, ben zaman zaman fotoğraf çektiğimden geride kaldım ancak ne kadar riskli olduğunu sonradan fark ettim, çünkü siste 5 mt geride kalmak bile ekibi kaybetmenize neden olabiliyor. Yürüyüşü sisin bastırması nedeniyle iki saatte tamamladık ve kamp alanına döndük. Ateşin başında biraz ısındıktan sonra mangal partisi başladı. Yemekten sonra yapacak çok da bir şey yok açıkçası, mevsim itibarı ile hava erkenden karardı, ekip ateşin etrafında toplandı bağlama eşliğinde türküler söyledik, ısınmak için halay çektik ama zaman bir türlü ilerlemiyor 🙂
Hava soğudukça soğudu, gece 11 gibi çadırıma geçtim ve uyku tulumuma girdim, çadırın eğimli arazide kurulmasından dolayı uyurken bir kaç defa kaydım ve uyandım ancak beklediğimden daha kaliteli bir uyku oldu benim için. Hatta kampta en iyi uyuyan kişi ben oldum diyebilirim. Sabah uyandığımda kamp ateşi hala yanıyordu ve etrafı üşüyen kampçılarla dolu idi 🙂
Kahvaltı sonrasında ekibin yarısı trekkinge giderken ben fotoğraf makinamı kaptım ve yaylayı dolaştım. Orman bölgesi olduğundan sahada çalışan ormancılar vardı, kesilmiş ağaçlar yol boyunca muntazam bir şekilde dizilmişlerdi.
Yayla sakin, sessiz, durağandı…
Öneri:
- Kampta ilk defa kalacaksanız termal içlik, termal çorap vb. kıyafet konusuna önem verin.
- Yürüyüş sırasında baston kullanmak yürüyüşü kolaylaştırıyor.
- İnönü Yaylasına çıkmadan önce yol üzerindeki marketlerden çerez, çukolata, her türkü almak istediğiniz herşeyi alın,
- Yaylada internet, telefon çekmediğinden güzergaha dikkat ederek gidin, yolda soracak kimseyi göremeyebilirsiniz.
- Yayla güvenli olsa da kalabalık ve profesyonel bir ekiple gidilmesinde fayda var.
- İlkbahar, yaz, sonbahar için ideal olan yöre kış için uygun bir kamp alanı sayılmaz, kar ve sis açısından riskli.