Bazı seyahatler vardır, özellikle yemeklerini tatmak için gidersiniz. Thassos de benim için böyle bir yerdi. Plajlarından daha çok yemeklerini merak ettiğimi söylesem abartmış olmam 🙂 Bir önceki Yunanistan gezimde Selanik & Kavala yapmış ve açıkçası en çok yemekleri aklımda kalmıştı. Kabak kızartmasını hala unutamıyorum 🙂
Thassos denilince herkesin direk referans verdiği bir restoran var: Simi Restaurant… Limenas ‘da sahil boyu ilerleyince büyük bir çınar ağacının gölgesinde beyaz ve romantik Simi’yi görmemek ne mümkün. Kapısındaki garson sevimli sevimli Türkçe konuşarak zaten gönlümüzü fethetti, akşama iki kişilik yerimizi ayırttık ve öğle yemeğimizi sahildeki plajlardan birinde yemeğe karar verdik.
Öğlen yediklerimiz; Greek salata, kalamar tava, musakka. Musakkanın en altında bir sıra patates, ortasında bir sıra kabak, üzerine bir sıra patlıcan kızartma koyup en üstüne kıymalı harç ve beşamel sos ile fırınlamışlar, fırından çıkan musakkanın üzerine serpe kaşar ile servis yapıyorlar. Kıymalı sosa azıcık tarçın serpmişler, tarçını çok sevdiğimden yemeğe kattı aroma da hoşuma gitti. Greek salatanın peyniri, kekiği ve zeytinyağı harika idi. Kalamar tava için çok olumlu bir yorum yapamıyorum çünkü iyi yağda kızartılmamıştı. Bu menü içeceklerle birlikte iki kişi için 25 euro. Oldukça doyurucu bir öğün oldu bizim için ve ben musakkayı beğendim.
Akşamı zor ettik desek yeridir. Günbatımını izledikten sonra Simi’nin bahçe kısmındaki masamıza geçtik. O kadar çok çeşit var ki şaşırdık ne yiyeceğimize ve konuyu tamamen garsona bıraktık. Masamıza gelenler: Keçi peynirli roka salatası, yoğurtlu kabak kızartması, karides güveç ve ahtapot ızgara… Tabii ki yanında uzo… Bu menü içeceklerle birlikte 45 euro… Hepsi de çok lezizdi ama karidesin tadı damağımda kaldı.
Thassos’ta keçi peyniri çok kullanılıyor salatalarda ve mezelerde. Yazının kapak fotoğrafında gördüğünüz ve Limenaria’da yediğimiz peynir kızartması nefis idi. Tadı damağımda kaldı…