Son yıllarda Türk turistlerin neredeyse gözbebeği haline gelen Yunanistan’ın Thassos Adası (Türkler Taşoz diyor ), Kavala’nın hemen karşı kıyılarında ve Türkiye’ye oldukça yakın.
ilk defa Haziran 2015’de gerçekleştirmiş olduğum haftasonu gezi programı dahilindeki izlenimlerimi aktardığım bu yazımı Ağustsos 2017 itibarı ile güncelledim. Bu sıcak günlerde “yaz tatilinde nereye gidelim” diyenlere bir alternatif olabilir.
Thassos Adası’na nasıl gidilir?
İstanbul’dan ve Trakya’dan gidecekler için otobüs birinci alternatif. Hergün sabah ve akşam Bayrampaşa Otogarından Kavala’ya giden otobüs firmaları var. Ancak bu firmaların hizmet kalitesi ve yolculukta beklediğiniz konfor sizi daha tatil başlamadan hüsrana uğratabilir, o nedenle firma tercihini yaparken biraz araştırın, adını iyi bildiğimiz bir otobüs firması ile yapmış olduğum seyahat açıkçası beni şaşkına uğrattı hatta dönüş yolunda üzdü diyebilirim. Cuma akşamı saat: 21.00 civarı kalkan otobüs sabah 06:00 gibi Kavala’da idi, gümrük ve sınır geçişi ile alakalı olarak bu süre +/- 1 saat değişkenlik gösterebiliyor .
Kavala limanından arabalı feribot ile Thassos ‘ın Prinos limanına vardık, Limenas’a giden otobüsler feribot saatine uygun olarak limanın hemen çıkışında bekliyorlar.
| Thassos’a Gidiş ( Tek yön maliyet) | Ücret | Süre |
| İstanbul – Kavala otobüs ile gidiş | 30,00 Euro | 8 saat |
| Kavala – Thassos Prinos feribot geçisi | 4,70 Euro | 90 dk. |
| Prinos – Thassos merkezi Limenas’a otobüs | 2,00 Euro | 30 dk. |
Kavala’dan direk Limenas’a giden feribot yok ancak Kavala’ya yakın Keromati’den direk Limenas’a 40 dk. da giden feribotlar var. Otobüs firmasından bilet alırken Keromoti’ye uğrayan otobüsü tercih edebilirsiniz. “Ama ben bir daha gitsem kesinlikle ya kendi aracımla giderim ya da Thassos’dan araç kiralarım çünkü ada öyle küçük bir ada değil, çevresi 95 km ve araçla ortalama 3 saatte tur atılabiliyor” demiştim 2 sene önce aynen öyle oldu ve Ağustos 2017 ‘de kendi arabamla gittim bu sefer ve Keromoti’den Limenas’a feribot ile geçtim. Maliyet skalam şöyle oldu:
- İstanbul Anadolu yakasından Thassos’a Gidiş – Dönüş + Ada gezisi benzin maliyeti; 500 TL ( Yunanistan’da benzinin litresi 1,60 Euro civarı, yani Türkiye’den dolu depo gitmek daha avantajlı)
- Otoyol geçiş ücreti ;2.40 Euro / Gidiş -Dönüş 4.80 Euro
- Keromoti-Limenas feribot geçişi; küçük araç 16 Euro, sedan ya da benzer büyüklükteki araçlar için 20 Euro. Arabam Hyundai i20, giderken 20 Euro aldılar, dönerken 16 Euro aldılar…
- Keromoti – Limenas feribot yaya geçişi, Kişi başı 3,50 Euro / Gidiş-Dönüş 7,00 Euro
Arabada minimum 2 kişi iseniz araçla gitmek daha avantajlı.
Kendi aracınızla Yunanistan’a geçebilmek için ayrıca;
1- Aracınıza seyahat dönemini kapsayacak şekilde Yeşilkart Trafik poliçesi yaptırmalısınız , minimum 15 günlük yapılan sigortanın primi 47,25 Euro… 0533 571 20 52 numaradan Hürpa Sigorta’ya ulaşarak Yeşil Poliçenizi telefonda dahi yaptırabiliyorsunuz, seyahate son dakka çıkmaya karar vermişseniz İpsala sınırından da alabilirsiniz.
Ayrıca kasko poliçeniz var ise ona da yurtdışı teminatı ilave ettirirseniz herhangi bir kaza durumunda aracınızdaki hasarı da güvence altına almış olursunuz, ama bilin ki Kasko sigortası yurtdışına çıkmak için şart bir poliçe değil…
2- Ehliyetiniz AB Uyumlu Uluslararası yeni ehliyetlerden olmalı.
3- Ruhsat sahibi siz olmalısınız ya da sizinle seyahat ediyor olmalı aksi halde ruhsat sahibinin size noterden vekalet vermesi gerekir.
Thassos’da konaklama :
Adanın Kuzeyindeki Limenas aynı zamanda merkez konumunda, konaklama için aile işletmesi küçük pansiyonlar ile motellerin yanı sıra ev de kiralayabilirsiniz . Ancak beş yıldızlı otel sayısı parmakla sayılacak kadar az. Ben herhangi bir rezervasyon yapmadan gittim ve Limenas’ da merkezi konumda bir motelde geceliği 17.5 euroya kaldım, temmuz ve ağustos aylarında ziyaretçi sayısı oldukça fazla olduğundan konaklamada sıkıntı yaşanabilir o nedenle booking.com gibi sitelerden kredi kartınızı kullanmadan da ön rezervasyon yapabilirsiniz. Adada karavan kamp alanlarının da olduğunu dip not düşelim..
Thassos Adasını Ağustos 2017’de ikinci kez ve 4 günlüğüne ziyaret ettim, konaklama kısmına yeni deneyimimi de ilave etmek istiyorum:
- Limenas merkezdeki Galini Otel’de çift kişilik odaya normalde 80 Euro iken akşam 7’den sonra kalan tek boş odasına 70 Euro ödedik, bu rakama kahvaltı dahil, otelin konumu ve konsepti harika.
- Adanın güneyindeki Aliki bölgesinde yolun hemen kenarındaki Vaso Studio ‘da 4 kişilik studio daireye geceliğine 55 Euro ödedik ama iki kişi kaldık… Dairede mutfak ekipmanları da mevcut, bahçesinde hamağı masası sandalyesi ile tam bir tatil evi, üstelik denize de 200mt civarında bir mesafede… Dilerseniz hemen yakınındaki marketten kahvaltılık alıp balkonda kahvaltı yapabilirsiniz ya da bizim gibi Aliki plajına inip Türk usulü kahvaltı alabilirsiniz… Bu bölgedeki konaklama alternatifi ağırlıklı olarak stüdyo daire, geceliği 45-75 Euro arasında ve stüdyolarda 3-4 kişi kalabiliyor.
- Yine adanın güneyindeki Astris bölgesinde yolun kenarında Astris Sun Hotel ‘de geceliğine çift kişi için 50 Euro konaklama, kişi başı 5 Euro da kahvaltı ücreti ödedik, yani kişi başı kahvaltı dahil 30 euroya geldi ama normalde bu otelin oda fiyatı gecelik 75-90Euro arasında değişiyor, akşam 7’den sonra kalan odalar daha ucuz fiyat veriyorlar…
Thassos ‘un Plajları:
Limenas‘ın kıyısı boyunca denize girilebilen temiz ve güzel plajlar mevcut ancak yaklaşık 2 km şehir dışındaki La Scala’yı ( beach clup tarzı özel bir plaj ) çok sevdik, giriş ücreti alınmadığı gibi şemsiye – şezlong da ücretsiz, yediğiniz içtiğiniz ne ise onu ödüyorsunuz. Aslında adanın neredeyse tamamında bu sistem uygulanıyor. İçecekler de pahalı değil, gözünüz korkmasın.
Limenas merkezde, eski limanda yeni açılan Karnagio Beach Clup çok güzel, günbatımı manzarası harika. Gündüz plaj gece ise bar hizmeti sunuyor. Plajı aynı Marble beach gibi beyaz mini mermer tanecikleri ile döşemişler. Müzikleri de abartı değil, son derece keyifli bir ortam.
Limenas’dan pazar-çarşamba ve cumaları kalkan uzun turu alarak tekne ile adanın etrafındaki güzel koyları görebilirsiniz. Yüzme molaları verilen, barbekülü öğle yemeği sunulan turun ücreti kişi başı 30 euro , saatleri ise 10:00 – 18:30… Diğer günlerde kalkan turlar ise tüm ada değil, çevredeki yakın koylara götürüyor, yine yüzme molaları ve barbekülü öğle yemeği ile kişi başı 25 euro, saatleri ise 10:00-16.30… İkinci yani kısa turu almak daha mantıklı, daha uzun denizde kalıp daha az denizyolu yapmış olursunuz…
2015 yazında Thassos ‘un etrafında tam tur yapıp plajları keşfetmiştim, otobüs ile yakın plajlara gitmek mümkün ancak adada halk otobüsleri ile ulaşım çok pratik değil. Ağustos 2017’de ise kendi aracımla tüm adayı turladım…
Limenas’ın hemen yanı başında çamların arasındaki Makriammos Bungalows, hem tatilköyü hem de plaj ancak buraya günübirlik girmek isterseniz ücret ödemeniz gerekiyor. Adındaki Bungalow kelimesine bakıp ağaç ev zannetmeyin, tesis 4 yıldızlı ve evler de taş ev.
Marble ( Saliara) Beach, Limenas’a en yakın, adanın tropikal ve en popüler plajı. Oldukça kötü bir yolu var, iki yılda değişen bir şey olmamış neredeyse, aynı duruyor, kötü yola rağmen inanılmaz kalabalık. Çevredeki mermer ocaklarından çıkan mermerler plajı ve denizi enteresan kılıyor. Havuz misali bir ortam, kıyı yerine biraz açılırsanız deniz muhteşem. Otoparkın ücretsiz. Bu plajdan yola devam ederseniz Vahty plajına geçersiniz.
Golden Beach, adanın doğu kıyısında kısmen kalabalık bir tatil yöresi, hem otellerde hem de kiralık evlerde konaklama imkanı var, plajı uzun, kumu ince, akvaryum gibi olan denizi harika. Hem özel plaj hem de halk plajı mevcut, tercih sizin, dilerseniz arabanızın arkasına iki sandalye bir şemsiye atın, adada dilediğiniz yerde denize girin:)
Golden Beach’den çıkıp ada turuna devam ederken yol deniz seviyesinden bayağı yükseliyor, işte tam da bu noktada manzarası harika bir seyir terasında küçük bir çay kahve molası verdik, sakin bir ortam, mavi ve yeşil mis gibi…
Paradise Beach; yoldan plaja doğru toprak ve çok da stabil olmayan bir yoldan gidiliyor, otopark alanı sınırlı, şezlong ve şemsiye ücretli, oldukça popüler bir plaj.
Aliki, adanın güneyinde yarım ada misali bir plaj, denize burun gibi uzayan Aliki’de plajın sağı da solu da koy ve plaj. Aliki’de olduğum esnada hava kapalı güneş yok idi, o nedenle ışıltı olmadığından çok cazip gelmemişti, Ağustos 2017’de bu bölgede bir gece kaldım, sabah erkenden kalkıp denize indim, ama düşüncelerim değişmedi, bana hala cazip gelmiyor:) Bu plajı tercih edenler yanlarına kesinlikle sinek savar almalı, sivrisinek-arı-karasinek tatil keyfinizi kaçırmasın. 
Aliki’deki plajlar aynı zamanda hemen gerisindeki işletmelere ait, gün içinde yeme içme hizmeti alırsanız şezlong-şemsiye ücretsiz. Ya da iki şezlong+şemsiye için 5 Euro ücret ödersiniz. Bu arada Aliki plajındaki market ucuz sayılır, küçük su 0,30 Euro / 1,5 Lt lik su 0,70 Euro. Restoranlar ise balık ve meze üzerine bir menü sunuyorlar, deniz levrekli alkolsüz bir akşam yemeğine kişi başına 19 Euro hesap ödedik.
Aliki’nin antik kenti ise hemen arka plajda, etrafı çevrili, girişi ücretsiz. Zeytin ağaçlarının şekline bayıldım.
Psili Ammos; Astris ‘in hemen yanındaki favori plajım. Asya’nın tropikal plajlarını andıran berrak turkuaz rengi ile muhteşem. Plajdaki kumlar da altın gibi açık sarı. 
Pefkari: Deniz biraz rüzgar aldığından az çalkantılı, ama bu plaj da diğerleri kadar olmasa da yine de dolu.
Limenaria: Limenas’tan sonraki büyük yerleşim yeri olan Limenaria, adanın batı kıyısında yer alıyor. Büyük yerleşim deyince aklınıza ilçe gibi bir büyüklük gelmesin, sadece büyük bir köy. Bankası, postanesi, motelleri, restorantları ile bizdeki Kalkan’ı da andıran bir balıkçı köyü. Limanda iplere asılmış ahtapotlar, akşama restorantlarda ızgara olarak sunulacak. Sahilindeki plajın fazla kalabalık olmayışının sebebi bence , yakın çevresinde harika koyların olması ve genelde turistlerin haftasonları kısa süreli geliyor olmaları nedeniyle adanın kuzeyi ve doğusunu tercih ediyor olmaları.
Adanın Limanaria ile Prinos arasındaki ( batıdan kuzeye doğru olan bölümü ) plajlar daha çok açık deniz gibi , koylar güneyde ve doğuda.
Güneyde Giola denilen bir doğal havuz var , ana yoldan 500 mt mesafede olan Giola 20-25 dakika kadar patika yoldan giderek deniz kıyısına inilen bir bölgede, sınırlı vaktim olduğundan ilk gidişimde uğrayamamıştım ve aklımda kalmıştı. İkinci gidişimde Giola’ya da gittim ama ne gidiş :)) Hava sıcak, patika yoldan yürünmüyor, tam da pes edecek iken yolun 200 metrelik kısmı için bizi kurtaran shuttle’a denk geldik, kişi başı 2 Euro verip 200 metre gittik, sonra yokuş aşağı tabelaları izleyerek Giola’ya indik. Ben havuza bile atlayamayan biri olarak doğal havuza atlayıp yüzemedim bile :)) 
En yüksek yeri ortalama 10 metre olan tepeden kendini suya bırakanları izleyip alkışladıktan sonra dönüş yoluna geçtim. 300 metre tırmanış sadece, insan ne yapar yapar yürür değil mi, ama öyle olmuyor işte, o sıcakta kan insanın beynine fırlıyor, sonrasında yine 2 Euro bayılıp shuttle ile ana yola çıktım. Gitmenizi önerir miyim? Şayet 8-10 metre yüksekten suya atlamayı seviyorsanız, sıcakta tırmanış önemli değil diyorsanız gidin, ama çocukları yolda telef etmeyin derim.
Thassos Adası’nda plaj dışında görülecek yerler de var:
Arkeoloji Müzesi: Limenas’ın hem merkezinde ( çarşı caddesinin arka paraleli ) hem de sahil boyunca yürürken hep antik kalıntılar görünmekte. Kahverengi tabelaları takip ettiğimizde Arkeoloji Müzesi sahilde, oldukça merkezi bir konumda. Daha bahçe kapısından adım atar atmaz kocaman bir halı gibi yere serili harika bir mozaik karşılıyor ziyaretçileri. Yine bahçedeki hayvan heykelleri Helenistik Roma’dan kalma. Müzenin çevresinde de antik şehir kalıntıları, sütunlar var ancak ziyaretçiye açık değil. 2 euro ile alacağınız biletle müzenin içini gezebilirsiniz.
Archangelos Manastırı: Aliki ‘den Lİmenaria’ya doğru gelirken yol üzerindeki Moni Archangelou Manastırında mola verdik, denize yüksek bir yamaçta kurulmuş olan manastırın manzarası harika idi. İçeriye şort, askılı gibi plaj kıyafetleri ile girmek yasak olduğundan girişte erkeklere uzun pantolon, kadınlara uzun etek ve pelerin veriyorlar, sonra içerisini gezebiliyorsunuz. Sakin, huzurlu ve beyaz… Üç kelime ile böyle anlatabilirim.
Theologos Köyü: Adada dağ köyleri iki elin parmaklarını geçmeyecek sayıda… Hemen hepsinde kuzu-oğlak çevirme yapılan tavernalar var. Potos’dan Theologos Köyüne mesafe yaklaşık 15 dakika. Yol çift şerit ve düzgün. Köyde konaklama imkanı var ancak önceden rezervasyon yaptırmak gerekiyor. Küçük bir meydanı, eski tarihi bir kilisesi, folklorik müzesi olan bir köy.
Iatrou Tavernasının broşürünü gündüz arabanın ön camına koymuşlardı, tercihimizi bu yönde kullandık ama köyde 5-6 tane benzer taverna mevcut. Biraz erken gidip köyü gün ışığında gezmek isterdim, sadece araba ile turlayabildik. Tavernaların ortak özelliği kuzu-oğlak-keçi çevirme yapıyor olmaları, Iatrou tavernasında ne isterseniz porsiyonu 450 gr ve fiyatı 12 Euro idi, lezzetli ancak bir kişiye fazla gibi.
Yeme -İçme , Eğlence:
Thassos, tatilde yeme içmeyi önemseyenler için oldukça ideal bir yer. İnsan ne yiyeceğine karar veremiyor, zengin meze çeşitleri ve deniz mahsulleri ön planda. Tavernalar, ekoseli masa örtüleri ile sevimli restorantlar, yol boyunca lokma tatlısı ve dondurmacılar ile insan kendini yabancı ülkede hissetmiyor diyebilirim. Gündüz plaj olan mekanlar ise akşamları yüksek seste müzik yayınları ile beach cluplara dönüşüyor. Çılgın bir eğlence beklemeyin ama keyifli bir ortam sizi bekliyor diyebilirim.
Restorantlarda Türkçe menü kullananlar dahi var, zaten esnaf Türk olduğunuzu anlayınca Türkçe bildiği kelimeleri sıralamaya başlıyor, içlerinde ciddi ciddi konuşup anlaşacağınız kadar konuşanlar da var. Adanın en popüler restoranı “Simi”… Gündüzden rezervasyon yaptırmanızda fayda var yoksa saatlerce kapısında bekleyebilir hatta hiç sıra gelmeden dönmek zorunda kalabilirsiniz de. Garsonlarının neredeyse hepsi Türkçe konuşabiliyor, espri dahi yapıyorlar 🙂 Simi restorantta iki kişi için ödediğimiz hesap alkol dahil 45 euro.
Soğuk kahve Frappe Yunanistan’ın uzodan sonra ikinci milli içeceği, sıcak havada iyi geliyor insana… Kalamar tava ve ahtapot ızgara olmazsa olmazlardan. Kabak kızartması, musakka, peynirli Greek salata her menüde göreceğiniz ve yabancılık çekmeyeceğiniz türden ama lezzetleri gerçekten çok iyi. Hellim peyniri ve keçi peynirini salata üzerinde ya da tek başına kızartarak servis ediyorlar ki deneyin derim. Thassos tam bir gurme turu olabilir bence… Öğlen ve akşam yediklerimiz hepsi lezizdi, tadı damağımda kaldı…
Thassos’tan ne alınır?
Limenas’ın sahile paralel dar sokakları boydan boya turistik dükkanlar ile dolmuş. Tezgahlar dışarıda pazar yeri gibi. Sokağın bir başında beğendiğiniz bir ürünü sokağın sonundaki bir dükkanda daha ucuza alabilirsiniz. O nedenle önce bir tur atın, fiyatlara bakın sonra alışveriş yapın. Ülkede kriz var diye esnafla sıkı pazarlık yapmaya çalışmayın çünkü kuruş indirmiyorlar desem yeridir.
- Adanın batı yakasında önemli büyüklüklerde zeytinlikler var, kendi üretimlerinden yaptıkları zeytin ve zeytinyağı,
- Geleneksel yemeklerde kullanılan baharatların bir kısmı yine Thassos’tan dağlardan toplanıyor, taze ve kurutulmuş kekik,
- Orta kısımlarında yüksek tepelerin olduğu adada arıcılık da yapılıyor, dükkanlarda göreceğiniz süzme ballar Thassos’un naturel doğasından.
- Bal kavanozlarının içinde göreceğiniz cevizler ve bademler de adada üretilen mahsullerden.
- Badem çok olunca Kavala kurabiyesi kaçınılmaz…
- Ev yapımı zeytinyağlı sabun.
Keyifli bir tatil için bir kaç Yunanca kelime ezberlemek de gerekir:
- Merhaba ve “Güle güle” için aynı kelime kullanılıyor : Ya sas
- Günaydın: Kalimera
- İyi akşamlar : Kalispera
- İyi geceler : Kali nixta
- Lütfen : Parakola
- Teşekkürler : Efcharisto
- Nasılsınız ?: Ti kanete ?
- Üzgünüm, pardon: Sygnomi
Öneriler:
- Kredi kartınıza ya da banka kartınıza güvenmeyin, yanınızda nakit bulundurun.
- Kendi aracınızla gidin ya da araç kiralayın, iki günden fazla kalacaksanız ve de halk otobüsünün tin tin gitmesini önemsemiyorsanız araç önerisini unutun 🙂
- Tekne turu seviyorsanız yakın plajlar için tekne turuna katılın.
- Gün batımını Limenas sahildeki banklara oturup izleyin.
- Thassos’ta diet yapmayın, yiyin 🙂
