Türkiye’nin nilüfer tarlası; Işıklı Gölü

0

Pandemide dokuz gün yoğun bakımda tedavisi gördüğüm vakitlerde canım sıkılmasın diye kağıt kalem istemiştim, bu hastalıktan kurtulacağım anları iple çekerken çıktığımda nereleri görmek istediğimi, neler yapmak istediğimi karalıyordum. Yurtiçindeki lokasyonların başında Çivril Işıklı Gölü vardı.  Türkiye’nin nilüfer tarlası adı verilen Işıklı Göl’e gitmeyi ve  o fotoğrafta kendim görüyordum. Hastaneden mayıs 2021’de çıktığımda ilk yazımı sakin geçirmek zorunda idim  ama haziran 2022’de Işıklı Göl hayalimi gerçekleştirdim.

Işıklı Göl’e nasıl ve ne zaman gidilir?

İnstagramın bana kazandırdığı dostuklardan sevgili Gözde Çivril’de yaşıyordu. Gölde nilüferler açmaya başlayınca heyecanla aradı ve davet etti beni. Nilüferler mayıs-temmuz arasında gölü kaplıyor. Haziran ayının üçüncü haftasonuna Denizli’ye  gidiş uçak biletimi aldım.  Denizli’yi bilen bilir, her ilçesi bir yerdedir, birbirine uzaktır. Havalimanından Çivril’e giderken Havaş ile Çivril yol ayrımına kadar gelip oradan da minibüse bindim. Vasıta beklemelerle dahil yaklaşık 1,5 saatte vardım Çivril’e. İstanbul’a dönüş için otobüse bilet almıştım, havalimanından dönmeyeceğim için  araba kiralamamıştım.

Gözde harika bir kahvaltı ile beni bekliyordu.  Kahvaltı sonrasında biraz  dinlenip, günü programladık.  Planımız akşam üzeri göle gidip günü gölde batırmak, sonrasında eve dönüp sabaha karşı yeniden gidip gün doğumunu yine gölde karşılamak şeklinde oldu. Bu arada Gözde bize bir araç ayarladı, çünkü Çivril – Işıklı Göl arası 23 km, araç ile 20 dk. kadar.

Çivril ve Işıklı Gölü hakkında biraz bilgi…

Çivril; Denizli’nin kuzeyinde ilin 3. büyük ilçesi, nüfusu ortalama 60.000. Elma, kiraz vb. meyve bahçeleri ile meşhur olan Çivril’de her yıl eylül ayında elma festivali de yapılıyormuş. Ama artık Işıklı Gölü ile de ünlendi ve bizim gittiğimiz yıldan itibaren festival düzenlenmeye başlamış. Büyük Menderes nehrinin çıkış noktası olan ve  Denizli’nin bereketli Çivril Ovasını besleyen Işıklı Gölü’nün diğer adı ise Çivril Gölü.

Göl, etrafını çevreleyen Çivril topraklarının yanı sıra az kısmı ile de Afyon’a sınır. Derinliği suyun bol olduğu dönemde 7 metreyi buluyor, ancak temmuzdan itibaren sulama kanallarına gölün suyu verildiğinden dolayı derinlik bir metreye kadar düşüyor ve o zamanlar tekne turları ve balıkçılığa ara veriliyormuş.

Tatlı su gölü,  çok sayıda kuş çeşidine ev sahipliği yapıyor. Tekne turları Beydilli’den kalkıyor ve yarım saat ile bir saat süren alternatif turlar düzenleniyor. Yöre halkı gölün birden bu denli popüler olmasına şaşırıyormuş ama temel nedeni elbette ki instagram.

Işıklı Göl’de günbatımı ve gündoğumu

Biz Beydilli’den değil Kapılar mevkiden bindik tekneye ve akşam gezintimiz iki saate yakın sürdü, tekne dört kişilik idi. Tekne turumuzda bol bol pelikan, leylek, balıkçıl, sumru, kızıl şahin ve çulluk gördük. Işıklı Gölü, nilüfer tarlaları ile dikkat çekici bir güzelliğe sahip, saat 15:00 gibi  nilüferler kapanmaya başlıyormuş, ancak bu hali de çok güzeldi, çiçeklerin açık halini görmek için sabah yeniden geleceğiz. Tekne, rüzgara karşı sazlıkların arasından geçerek kapalı nilüferlerin tarlasına ulaştırdı bizi, zaman şimdi dursun diye düşünüyor insan, günbatımında yaptığımız tekne turu muhteşemdi.

Akşam hava kararmıştı ev döndüğümüzde, tekneciyle son kez yazışarak erkenden yattık. Gece 4’e kurduk saatlerimizi ve yine fotoğraf ekipmanlarımızı hazırlayarak sabah erkenden yola koyulduk. Teknecimiz  bizim fotoğraf konusunda ne kadar azimli ve tutkulu olduğumuzu bilmediğinden sabah yeniden  mesaj atarak turun teyidini istedi 🙂 Saat 5:30 da yine aynı tekne ile açıldık, motorları maviliklere sürüyoruz. Bir yandan motor sesi bir yandan yalın sessizlik, çok enteresan duyguları yaşıyorum.

Sabah ayrı bir güzellik bekliyormuş bizi meğer. Yine aynı rota üzerinden nilüfer tarlasına varıyoruz. Dilimizi nefesimizi tutup sadece izliyor ve çekim yapıyoruz. İnanılmaz bir ortam, manzaranın içindeyiz resmen.  Güneş ışıkları yükseldikçe nilüferler de açılmaya başlıyor yavaş yavaş, bakmaya doyamıyor insan. Teknecimiz de çok sabırlı çıktı 🙂 Bize sarı lotusları da göstermek istiyor. İlk kez göreceğim sarı olanları.

Arada bir kanat sesi duyuyoruz, kuşlar fırlıyor çiçeklerin arasından, yumurtalarını yuvaya bırakanlar da var yuva kurnaya çalışanlar da…  Güneş yükseldikçe çiçeklerle de uyanıyor ve diğer tekneleri görmeye başlıyoruz. Ortam tam bir meditasyon ortamı. Motorun yüksek sesi bile bozamıyor bu güzelliği.

Mest olmuş durumdayız. Tüm beyaz nilüferler birbirinin aynısı ama olsun, bir tane daha fazla çekeyim fotoğrafı:) Her güzel gün gibi bir hayali daha gerçekleştirmenin verdiği huzur ile bu güzel geziyi öğlene doğru tamamlıyoruz ve İstanbul otobüsüne yetişiyorum. Çivril – İstanbul arası ortalama 500 km ve  6-7 saatlik bir otobüs yolculuğu ile Anadolu yakasına ulaşmak mümkün.

Şimdi sırada ne mi var… Hayalleri süsleyen diğer gölleri de bir gün görebilmek…Bangladeş’teki pembe lily gölü ile Kuzey Tayland’taki kırmızı lily gölü…

 

 

 

Share.

Yorum Yap

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.