Aybastı; Canik Dağları’nda saklı bir cennet

Ordu’nun ilçesi olan Aybastı, Canik Dağları’nın kuzey yamacında bulunuyor. Karadeniz’e 52 km, Ordu’ya 105 km uzaklıkta olan Aybastı’da tek bir renk hakim, yeşil. Bu güzel ilçenin sınırları dahilindeki Perşembe Yaylası ile şelaleler görenleri kendine hayran bırakacak kadar etkileyici.

Oya gibi menderesleri ile Perşembe Yaylası

Tüm yaylaya hakim Karga Tepesi’ndeki izleme terasının etrafı demir profillerle çevrili. İlk gördüğümde bu profilleri sadece balkon korumalığı gibi konmuş olabileceğini düşünmüştüm ki fazla sürmedi anlamam, rüzgar o kadar güçlü esiyor ki bu tepede bir şeye tutunmak zorunda kalıyor insan. Tepeden tüm plato 180 derece izlenebiliyor, manzara muhteşem. Bahar gelmiş, karlar erimiş ve her yer yemyeşil, sanki özellikle çim döşenmiş gibi.

1500 mt rakımlı Perşembe Yaylası, oya gibi kıvrımlarla dolanan mendereslerle dolu. Bir kıvrımdan baktığınızda gözünüz sonuna kadar izliyor neredeyse, sonra bakıyor ki bitmiyor bu kıvrımlar, kilometrelerce uzuyor da uzuyor. Koyun, kuzu otluyor hem de çobansız, kangal köpekleri koca sürüyü öyle güzel güdüyor ki…

Karga Tepesi’nden yaylaya doğru inip menderes kenarlarına varınca kurbağa  sesi rüzgar sesini bastırıyor ve kurbağalar şıp şıp dereye karışıyor. Mendereslerden karşıya kimi zaman bir adımda zıplayarak geçiliyor, kimi zaman ise geçilemeyecek kadar genişliyor menderesler.

Sadece büyükbaş ve küçükbaş hayvanlar değil yılkı atları da oluyor yaylada, yaza kadar çayır çimende karnını doyuran atları fındık zamanı gelince ihtiyacı olanlar yakalayıp işini görüyor sonra da yeniden bırakıyormuş yaylaya, sahipsiz at bunlar.

1991 yılında Bakanlar Kurulunca Turizm Merkezi ilan edilmiş olan Perşembe Yaylası’nda her yıl temmuz ayında şenlikler yapılıyor. Yağlı pehlivan güreşleri, at yarışları, fotoğraf maratonu, doğa yürüyüşleri, koyun kırpma yarışı, en lezzetli peynir yapımı, off road yarışlar gibi yarışmaların yanı sıra konserler yüzbine yakın ziyaretçiyi her yıl yaylaya çekiyor. 910 yıldır devam eden şenlikler 7 gün 7 gece sürüyor, şenliklere sadece Ordulular değil Giresun ve diğer şehirlerden de insanlar geliyor. Şenlik sonrası yaylanın temiz bırakılıyor olması sevindirici.

Yaylada bir kümbet ile  Danişmentli şehit askerlere ait şehitlik de yer alıyor, Türklerin Anadolu’ya gelişinden bu yana Perşembe Yaylası’nda hayat var. Perşembe Yaylası ve Perşembe Panayırına Evliya Çelebi seyahatnamesinde de yer vermiş.

Perşembe Yaylası ve çevresindeki doğal güzelliklerin Unesco Dünya Mirası listesine alınması için başvurular da yapılmış. Dilerim bu güzelliği gelecek nesillere korunmuş hali ile teslim edebiliriz.

Ormanın kuytu köşesindeki Uzundere Şelalesi

Aybastı; yaylaları, şelaleleri ve yemyeşil tepeleri ile cennetten bir parça gibi. Köyler, yeşillikler arasında kayboluyor adeta. Fındık bahçeleri arasındaki evlere giden yollar o kadar kıvrıla kıvrıla gidiyor ki bir yerden bir yere kısa sürede gitmek imkansız. Aybastı ilçe merkezinden 17 km mesafedeki Uzundere Köyü’ne yaklaşık bir saatte çok da stabil olmayan bir yolu takip ederek ve tepelere tırmanarak vardık. Nedense şelalenin tepede değil de vadide olması gerekiyormuş diye düşünüyor insan.

Köyün çıkışından itibaren pembe pembe dağ gülleri eşliğinde 10-15 dakikalık keyifli bir yürüyüşle, ormana giriş yapan patika yola vardık. Aslında bu noktadan itibaren şelale çok uzak değil, en fazla 150 mt, ancak patika dik ve kaygan olduğundan  uzun gibi geliyor insana. Daha ormanın girişine varmadan şelalelin sesi geliyordu. Patika yolda ilerlerken yaprakların arasından gördüğüm anda heyecandan çığlığımı tutamadım. Ne yorgunluk kaldı ne bişey.

Yaklaşık 100 mt yüksekliğindeki şelale o kadar güzel görünüyor ki insan gözünü alamıyor. Şelale, tepeden direk akmıyor, bir kaç noktada basamak gibi dokunuyor kayalıklara. Uzundere Şelalesi köyün alt tarafından geçen Uzundere çayına karışana kadar gümbür gümbür akıyor. Çevresi tamamen orman olan şelaleden ayrılmak zor oldu.

Köyün girişindeki çeşmeden soğuk su içip yorgunluğu attık, zor yolları aşarken bu kadar güzel bir doğa harikası göreceğimizi bilmiyorduk elbette, her şeye değdi diyebilirim.

Uzundere Şelalesini bizlere öneren ve yürüyüşümüze de eşlik eden Aybastı Belediye Başkanı İzzet Gündoğar’a yürekten teşekkürler.

Yeşil tepeler yetmemiş bir de Kent Ormanı yapmışlar

Aybastı, 800 mt. rakımda yemyeşil dağların arasında. Yaylalar, şelaleler o kadar çok ki yeşilden başka bir renk görülmüyor. İnsan bir günde kırmızıyı maviyi sarıyı özler mi, işte Aybastı o kadar yeşil. Ama bir de Kent Ormanı kurulmuş. Çamların gölgesindeki piknik alanları,  ağaç bungalov konaklama mekanları, restoranı ile ” neden benim şehrimde de yok ” diyecek ve imrendirecek kadar güzel bir Kent Ormanı.

Yolunuz Kent Ormanına düşerse manda yoğurdu ve ızgara et yemeli, sobanın üzerinde demlenen çaydan içmeli.

Aybastı’ya nasıl gidilir, nerede kalınır?

Aybastı, Ordu’nun dağ ilçelerinden. Ordu merkezden yaklaşık 2 saatte, Fatsa’dan ise 1 saatte Aybastı’ya minibüs ile ulaşabilirsiniz ya da ucuz araç kiralayarak bölgeyi rahat rahat gezebilirsiniz.

Kent Orman’daki bungalowlarda konaklama imkanı mevcut. Tel : 0538 244 3957

Ordu Valiliğince organize edilen Orduda Zaman Projesi dahilinde katılmış olduğum gezinin videosunu gezgin arkadaşım GezgininAyakİzleri ‘nin bloğundan izleyebilirsiniz.