Ege’nin en büyük adası; Girit

0

Girit; mezeleri ve ezgileri ile daha gitmeden sevdiğim Yunan adalarından biri. Ege’nin en büyük, Akdeniz’in ise beşinci büyük adası, aynı zamanda bu iki denizin de sınırı. Harita üzerinde Türkiye’ye yakın gibi görünse de haftasonu “hadi bir ada havası alalım” diyecek kadar yakın mesafede değil ve Türkiye’den de tarifeli direk uçuş imkanı bulunmuyor. Ancak,  konaklama + transfer + uçak + şehir turundan oluşan özel tur paketi ile hem oldukça ekonomik hem de direk uçuş ile Girit’de harika bir dört gün geçirdim.Yetti mi derseniz yetmedi elbette, çünkü adanın bir uçtan bir uca genişliği 236 km ve oldukça dağlık bir yapıya sahip, bu dağlar kuzeyi güneyden doğuyu batıdan öyle bir ayırıyor ki iklim bile değişiyor.

Yerel bir işletmeden araç kiralayarak gezdiğim Girit’i vizörüme takılanlar ile bir de BenimleGez ‘in 🙂

Osmanlıdan Minoslulara uzanan bir tarih

Girit’i gezerken Osmanlıdan kalma cami, hamam gibi yapıları dikkat çekecek kadar sıklıkta göremedim. Osmanlı 1645 yılında 54 gün süren kuşatma sonrasında Hanya şehrine girebilmiş, Kandiye’yi ise tamı tamına yirmi yıl süren kuşatmanın sonunda 1669 yılında topraklarına katabilmiş. Girit, 1913 yılına kadar Osmanlı eyaleti imiş. Minos ve Miken Uygarlıklarına da evsahipliği yapan. M.Ö. 9000 yılına kadar giden bir tarihe sahip, hatta Girit’i Anadolu’dan göçenlerin kurduğu dahi yazıyor Vikipedi’de. Ada’da Araplar, Yunanlar, Venedikliler ve Osmanlılara ait tarihi eserler görülmeye değer.

Heraklion, adanın en büyük şehriKandiye-Liman-Girit

Heraklion diğer adı ile Kandiye, Girit Adası’ nın en büyük şehri ve aynı zamanda uluslararası uçuşlar da yine bu şehirden yapılıyor. Lokasyon olarak, adanın kuzeyinde ve  tam da orta noktasında. Adanın diğer şehirleri; doğuda Agios Nicolaos, batıda Hanya, ortada Kandiye’nin komşusu Rethimno.

Kandiye’yi çevreleyen surlar ile limandaki kale Venediklilerden kalma. Eski kentin sokakları keyifli alışveriş dükkanları arasında limana kadar iniyor, bu bölgedeki Aslanlı Çeşme’ nin de bulunduğu meydanın etrafı mis gibi gelen yemek kokularında da anlaşılacağı üzere restoran ve cafelerle dolu. Ticaret bu bölgede yoğunlaşıyor.Kandiye-Gezilecek-Yerler2

Sadece yayaya açık olarak limana kadar inen 25 Ağustos Caddesi üzerinde ve yakın çevresinde toplanmış önemli ve görülmesi gereken yerler. 1239 yılında yapılan St.Mark Bazilikası günümüzde belediye sanat galerisi olarak kullanılıyor. Agios Titos Kilisesi, 961 yılında Bizanslılar tarafından yapılmış. Kilise hala açık ve ibadet yapılıyor. Arkeoloji Müzesi ve Tarih Müzesi de yine bu caddenin arka paralelinde görülebilecek yerler. Arkeolojiye ve antik kentlere merakı olanlar Kandiye’ye yarım saat mesafedeki Knossos Sarayı’na 2-3 saatlerini ayırabilir.

Hersonissos tipik bir sayfiye kasabasıGirit-Plajlar-Hernossios

Kandiye’nin doğusunda bulunan bulunan Hersonissos tipik bir sayfiye beldesi, oteller plajlar tamamen turistik. Kandiye’ye yaklaşık yarım saat mesafedeki bu şirin kasabanın sahil yolu barlar, tavernalar, balık terapi merkezleri, gece klupleri ile dolu. Eğlence mekanlarının fiyatlar makul. Yöresel yemek için önerilen Sokaki Taverna‘da akşam yemeğine çok geç olmayan saatte gidilirse canlı müzik eşliğinde daha keyifli bir amyans da yakalanabilir.Girit-Gezilecek-Yerler4

Hersonissos ile Agios Nicoloas arasında tipik Yunan köyleri serpilmiş durumda. Aracınız varsa bu köyleri ziyaret etmenizi öneririm. Biz dağ yollarında yolumuzu kaybettiğimizde böyle bir köyde kahve molası verdik. Yunanlılar da en az Türkler kadar misafirperver ve cana yakınlar. Çiçeklerin gölgelediği bir köy kahvehanesinde öğlen vakti oturmuş uzo eşliğinde sohbet eden amcalar, Türk olduğumuzu öğrendiklerinde selam verip masamıza küçük bir ikramda bulundular. Kendilere Yunanca teşekkür etmemiz onları mutlu etmeye yetti.

Agios Nicoloas, Ege ile tatlı su gölü arasında şirin bir şehir

Girit-Ne-Yemeli

Girit’in doğu yakasındaki Agios Nicoloas, tatlı su göleti ile dikkat çekiyor. Göletin etrafında taverna ve cafeler sıralanmış. Turistik dükkanlarda el işi dantel ve işlemeler bize hiç de uzak gelmiyor. Bu bölgenin en meşhur restoranı gölete paralel bir sokak içinde bulunan Avli Restoran. Mavi beyaz ekose örtüleri, leziz Greek menüsü ile geleni mutlu ediyor adeta.Girit-Kritsa

Agios Nicoloas’a 11 km mesafedeki geleneksel bir Yunan köyü olan Kritsa, dantelleri ve örgüleri ile meşhur. Zeytin ağaçlarının kapladığı bir tepede kurulmuş olan köyün geçmişi 13.yy a kadar uzuyor. Fotoğraf çektirmeyi çok sevmeseler de iletişim kurmayı denerseniz izin alacağınız kişiler muhakkak çıkacaktır. Yaş ortalamasının yüksek olduğu köyü girişindeki dükkanlarda yine kadınlar satış yapıyorlar, el emeği göz nuru masa örtüsü ya da perde gibi ev eşyalarını pazarlık yaparak uygun fiyata alabilirsiniz.DSCF0303

Agios Nicoloas’ın merkezinden kuzeye doğru sahil boyunca çıkıldığında yazlık lüks evlerin ve tatil köylerinin bulunduğu Elounda ile Plaka bölgelerine varılır. Ayrıca yine bu hatta bir dönemin cüzzam hastalarının kampa alındığı  Spinalonga adası yer alır. Ada 1715-1903 yılları arasında Osmanlı yönetiminde kalmış. Günümüzde ise turistlerin ziyaret ettiği bir ada konumunda.

Hanya, Osmanlı’nın izlerini taşıyorHanya-

Tarih boyunca bir çok devletin himayesine giren Girit’in, ikinci büyük şehri Hanya. Geçim kaynağı zeytincilik ve turizm olan  Girit Adasında 3000 yıllık zeytin ağaçları dahi var. Zeytinlikler adanın her yanına yayılmış olsa da en geniş zeytinlikler ve eski ağaçlar Hanya’nın güney bölgesinde. Osmanlının izlerinin Girit üzerinde en yoğun hissedildiği yer Hanya.DSCF0647

Diğer yandan adanın önce orta ve doğusunu görüp sonra Hanya’ya gelmiş biri olarak şu ifade edebilirim ki, kafamdaki Yunan Adası modelini Hanya’ya gelene kadar diğer yerlerde hissetmemiştim, burası gerçekten Yunan Adasında olduğumu hissettirdi. Küçük bir körfez gibi olan limanın denizle buluştuğu yerde yükselen hala dünyanın en eski deniz fenerlerinden olan Mısır  Deniz Feneri ışıklarını yakana kadar tüm Hanya’yı adım adım dolaştım. En sonunda liman boyunca sıralanmış taverna ve lokantaların önünde oturup hem fotoğraf çektim hem de yakın geçmişe kadar Osmanlı toprağı olan bu güzel şehri izledim.DSCF0630

Deniz kenarındaki yuvarlak kubbeli bina Osmanlı zamanında yapılmış Yalı Camii, şimdilerde turizm informasyon ofisi ve sergi salonu olarak kullanılıyor. Önünde ise atlı fayton arabaları sıralanmış, turistlere Hanya’yı gezdiriyorlar. Limandaki Venediklilerden kalma depolar restore edilmiş ve turizme kazandırılmış. Hanya’nın arka sokakları daracık ve rengarenk, arada kendimi İtalya’da geziyor gibi hissetmedim değil.DSCF0591Splantzia, eski Türk mahallesi. Osmanlılardan kalma evler ve Ağa Camii bu bölgede görülebilir. Camilerin bir kısmı kapatılmış, bir kısmı kiliseye dönüştürülmüş, içlerinde bir iki tanesi ise ibadete devam ediyor.Girit-Gezilecek-Yerler7

Semiramis Girit’in en meşhur tavernalarından. Ancak, ara sokaklarda yöresel yemekleri tadabileceğiniz çok fazla sayıda alternatif de var. Deniz mahsulleri ve Yunan mutfağı bizlerin damak zevkine oldukça uygun. Dükkanların önündeki sepetlerde çeşit çeşit meyvelerden yapılmış Yunan rakısı uzolar, bal, adamın dağından taşından fışkıran zeytinlerden yapılmış zeytinyağı çeşitleri ile zeytinyağlı kremler hediyelik olarak alınabilir.Girit-Plajlar

Hanya’nın birbirinden güzel, temiz, doğal plajları da var. Bunların içinde en dikkat çeken ise pembe renkli olan Elafonisi plajı. Geziyi koşturarak değil de bir iki gün fazla zaman ayırıp plajlarını da keşfederek tamamlamak daha doğru olacaktır. Hanya’dan havalimanına dönerken gördüğümüz Bali tabelasına sapmakla ne de iyi etmişiz. Endonezya’nın Balisi diye espri yaparken mis gibi turkuaz bir denizle karşılaştık.

Arada yoldan sapmak iyidir…

 

 

Share.

Yorum Yap

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.