Gordes, Provence bölgesindeki Luberon vadisinde lavanta tarlaları ve taş mimarisi ile ünlü, Fransa’nın en güzel köylerinden biri.
Şahin yuvası gibi tepede konumlanan ve tüm ovaya hakim bir manzaraya sahip olan Gördes’i, önce karşısındaki seyir terasından izleyip sonra arnavut kaldırımlı sokaklarını ağır adımlarla hissederek gezmek oldukça keyif verici.
Gordes’de evlerde, sokaklarda, bahçe çitlerinde heryerde taş mimari hakim. Fransızlar köylerini inanılmaz korumuşlar, çarpık bir bina ya da köyün mimarisini bozan herhangi bir nesne gözünüze asla çarpmıyor. Köyün içine araç giremiyor ancak, otoparklar yürüme mesafesinde ve ziyaret edecek her aracı alacak kadar iyi planlanmış.
Meydanın hemen girişindeki şato şimdilerde sergi alanı ve müze olarak kullanılmakta, kulesine belli saatlerde bilet alınarak çıkılabiliyor. Köyün dar sokakları, evler pencereler çiçeklerle bezenmiş. İnsan kendini kartpostalda yürüyor gibi hissediyor bu köyde…Dükkanlarda yörenin simgesi olan ağustos böceği konseptinde hediyelik eşyalar, mutfak eşyaları, lavanta ve lavantalı sabun vb. ürünler hakim. Luberon’da her yer lavanta çiçeği olunca bal da lavanta balı oluyor. Krem rengindeki lavanta balından tatmanızı öneririm.(3.şifre: L )
Turistler Gordes’i yılın her döneminde ziyaret ediyor ancak lavanta zamanı ciddi bir akın sözkonusu. Konaklama hostel de dahil olmak üzere her konfor için seçeneği olan bir yer ancak lavanta sezonunda gidecekseniz rezervasyonunuzu aylar öncesinden yapmanız gerekir.
Gordes’den manastır tabelasını takip edince yaklaşık 4-5 km sonra yol kıvrıla kıvrıla lavanta vadisine doğru inmeye başlıyor, işte tam da bu sırada tarlaların arasından Abbaye Sebnanque manastırı görünüyor. Ancak vadinin manzarası o kadar güzel ki yukarda kalıp manzarayı izlemekle bir an önce aşağıya varmak arasında kararsız kalıyor insan.
Abbaye Sebnanque’ nin tarihçesi 12.yy’a kadar uzanıyor, son elli yıldır müze olarak kullanılmakta olan manastıra ve lavanta tarlalarına giriş ücreti 7 Euro. Ziyaretçi sayısının daha sakin olduğu sabah saatlerinde giderseniz fotoğraf ve ışık açısından da isabetli bir zamanlama olur.
Lavanta tarlalarına daha girmeden mis gibi bir hava başınızı döndürmeye ve etkisi altına almaya başlıyor, önce sarhoş sonra da fotoğrafkolik oluyorsunuz… Kolay değil sakin kalabilmek, o meşhur lavanta tarlalarında şimdi sizin fotoğraflarınız çekilecek…
Temmuz ayının ilk haftasından itibaren lavantalar morarıyor, ağustos sonuna kadar da hasat devam ediyor. Yörede ayçiçeği tarlaları da mevcut, şayet temmuz ortası giderseniz hem lavanta hem de ayçiçeklerini beraber görebilirsiniz.
6 yorum
Kısmetse,Bir gün mutlaka gidip göreceğim yer
Bu güzelliği yaşamanızı gerçekten çok isterim… Sevgiler…
gidilmesi gereken rotalardan biri..
Lavanta kokularının içinde kendini prenses gibi hissetmeyen kadın yoktur sanırım.
Fotoğraflarınla o güzel anılarımı tekrar yaşadım.Teşekkürler
BenimleGez’enlerdensin 🙂 Güzel bir gezi olmuştu.