İskandinavya’nın still şehri; Stockholm

4

İsveç, Avrupa’nın en kuzeyinde bulunan İskandinav yarımadasındaki üç ülkeden biri. Başkent Stockholm, Göteburg ve Malmö ise diğer büyük şehirlerinden. Yaklaşık 10 milyon nüfusa sahip olan İsveç; insan hakları, kadın hakları, çocuk hakları, gay hakları ve özgürlükler açısından Avrupa ülkelerinden dahi bir tık yukarıda. Hak özgürlük demokrasi kavramlarının en üst seviyede olduğu İsveç, bir krallık ülkesi. Ekonomisi ve halkın refah düzeyi Avrupa standartlarının üzerinde… İkea, Volvo, Saab, SAS, H&M, Ericsson dünya çapında bilinen İsveç markalarından sadece bir kaçı…

Ülkenin önemli bir kısmı göl ve nehir suları ile adeta bir su parkı… 95.700 adet su göletinin olduğunu söylediğimde” su parkı” deyiminde bana hak vereceksiniz. İsveç haritasına bakıldığında İskandinav yarımadasının tipik özelliği olan kıvrım kıvrım kıyılarını binlerce adanın tamamladığını göreceksiniz. Sadece güneydoğu kıyılarında 10,000 tüm ülkede ise 24,000 civarında adacık ve ada bulunuyor…

İşte böyle enteresan bir ülke’nin başkenti Stockholm’e ucuz uçak bileti bulunca hiç düşünmeden aldım, sonrasında da araştırmaya, okumaya başladım. Gördüm ki öyle 3-4 gün Stockholm’e yetmeyecek ama Norveç’i pahalılık bakımından aratmayan bir ülke olduğundan fazla da kalmak keseyi zorlayacak. Sonbaharda, bir keşif gezisi niyeti ile düştüm yollara…

Stockholm’ü gezmeye Gamla Stan’dan başlanılır

Arlanda Havalimanından Gamla Stan’a en ucuz şekilde ulaşmak için bir iki alternatif okumuştum ama insan yeni bir şehre adım atınca bir an önce varmak istiyor oteline, heyecan var haliyle… Havalimanından Stockholmün merkezine yani T-Cantrel ‘e klasik yöntem olan airport shuttle kullanarak geldim… Otobüs durakları, metro, trenler hepsi T-Cantrel’de toplandığından ulaşım kolay olmakla beraber kalabalık , önce bir “neredeyim, nereye gidiyorum” durumunu çözdükten sonra devamı kolay oldu… Merkezden Gamla Stan bir istasyon, ya da yürüyerek 15 dk…

Stockholm için adacıklar şehri diyebiliriz demiştim, Gamla Stan da bu adacıklardan sadece biri ama en önemli özelliği old town olması. 1200’lü yıllardan yani ortaçağdan bugüne kadar korunmuş Avrupa’nın en iyi yerleşim yerleri arasında yer alıyor. Gamla Stan’ın kalbi ise Stortorget Meydanı… Bu meydandaki oturma parklarında zaman zaman konserler de dinlenebiliyor. İsveçte devlet müzeleri 2016 dan beri ücretsiz, Gamla Stan’da meydanındaki Nobel Bilim Müzesi de bu ücretsiz müzelerden. Sarı kırmızı renkli tarihi binalar Kuzey Alman mimarisinde yapılmışlar, giriş katları hoş cafe, restorant, şarapevi, hediyelik eşya ve tasarım dükkanları, üst katlarında ise yaşam genellikle konut ve otel olarak devam ediyor. Stockholm’ün en tarihi yapıları arasında yer alan Katedral de yine Gamla Stan’da yer alıyor.

Yaya dostu olan Gamla Stan’ın Arnavut kaldırımlı sokakları sekiz asırdan fazladır orjinalliğini koruyor, bunlardan en meşhuru Prastgatan ( aşağıdaki fotoğrafta yürüdüğüm sokak). En meşhur dar sokağı sadece 90 cm genişliğindeki Marten Trotzigsgrand… Neden bu kadar dar bu sokaklar diye sorguladığımda bulduğum cevap beni tatmin etti; 13. yyda bu sokaklardan arabalar değil sadece atlılar geçiyormuş…

Diğer yandan Gamla’nın dar sokalarında yürürken kendimi izleniyormuş gibi hissetmedim değil:) Şaka bir yana her dar sokak bir sürprize çıkarttı beni. Kimi zaman bir meydana, kimi zaman bir okula, kimi zaman bir anıta…

600 odalı Kraliyet Sarayı önünde bando ekibinin yaptığı gösteri turistler tarafından ilgiyle izleniyor… Gamla Stan’da başka ne var derseniz  zaten küçücük bir ada,2-2.5 saat ayırmak yeterli, sonrasında vapur ile Skeppsholmen Adası ile Djurgarden Adasına geçtim. Martılar eşliğindeki huzurlu vapur yolculuğundan ,müthiş keyif aldım soğuk havaya rağmen hiç bitmesin istedim.

Hava gündüz ne kadar kapalı, ne kadar gri olursa olsun üç gün boyunca muhteşem günbatımlarına tanık oldum, kuzeyin Venediği denilen Stockholm bana beklediğimden çok daha fazlasını verdi… Bu şehri sonbaharda gezmek soğuk havasına rağmen muhteşemdi…

Norrmalm Bölgesi şehrin kalbi

Gamla Stan’dan heybetli bir kapı ve köprü ile bağlantılı olan şehrin kalbi Norrmalm bölgesinde koca bir günü geçirebilirsiniz. Her şehrin bir İstiklal Caddesi vardır ya hani, Stockholm’ün bir kaç tane var diyebilirim, Kungsgatan Street yani Kral Caddesi bunlardan biri, bu caddeye paralel diğer caddeler de benzer konumda… Alışveriş, yeme içme, gece hayatı, kültür sanat faaliyetleri ve T-Centrale bu bölgede. Opera Binasının dış cephesinde Hallowen Day için yapılan ışık gösterine tek kelime ile bayıldım, üç boyutlu bir görsel Show üst üste iki gün boyunca tekrarlandı.

Hay Market, iki katlı eksi bir yapının restore edilmesi ile şehre kazandırılmış bir gurme market, yeme içmeye düşkün gezginlerin gün içinde buraya vakit ayırmasını tavsiye ederim. Yine Hay Market önünde her gün pazar kuruluyor. Meyve, sebze, çiçekler tüketici ile günlük buluşuyor, haftasonları ise antika çarşısına dönüşüyor bu pazar. Gezmesi keyifli. Pazarın altı ise kapalı otopark. Tezgahların başındaki satıcılar arasında Türkler de var, biz iki arkadaş soğuktan titreyip ” ahh nerde çorba bulabiliriz” diye konuşurken içlerinden biri bizi otoparkın bir köşesinde kendilerine kurdukları mutfağa yönlendirmiş sıcak çorba içmemizi sağlamıştı:) Stockholm’de tahminimden daha fazla Türkçe konuşan insanla karşılaştım diyebilirim.

Normalde İstanbul’da avm gezmem ama burada çok katlı olmayışı ve birbirlerine yakın olması nedeni ile bir kaç saatimi alışveriş bölgesine ayırdım, havanın kuru soğuk olması ve free wifi olması nedeni ile kahvesini kapan içerde oturacak bir yer buluyor… Vitrinler zevkli tasarımları ile  oldukça davetkar görünüyor ama ben tüm alışveriş hakkımı Media Markt’a ve Iphone 8 Plus’a ayırdığım için diğer mağazalara bakınmakla avundum.

Stockholm metro istasyonları sanat galerisini aratmıyor

Moskova metrosu meşhurdur, henüz görmedim ama Stockholm metrosunu şimdiden rakip gösterebilirim. Stockholm metrosunun ilk istasyonu yaklaşık 60 yıl önce açılmış ve bugüne kadar şehrin dört bir yanına gerçekten demir ağ gibi örülmüş bir metro durumuna gelmiş. Yedi hattı olan metronun 100 civarında istasyonu var ve her istasyon bir sanat eseri gibi, sanatçılara teslim edilen istasyonlar turistlerin ziyaret noktası olmuş. Bu güzel çalışmaları görmek istiyorsanız sadece metroya binmeniz yeterli.

T-Cantrel merkez istasyonu ve alış veriş mekanları, restorantları ile  sanki bir yaşam alanı gibi. Soğuk havada harika bir kaçış noktası. Tuvaletlerinin gördüğüm en temiz toplu alan tuvaleti olduğunu da belirtmek istiyorum, bozuk para ile giriliyor ancak içerisi sanki bir metro wcsi değil de beş yıldızlı bir otelin wc si havasında ve temizliğinde.

Djurgarden, müze ve doğal park adası

Gamla Stan’dan bindiğim vapur ilk önce Skeppsholmen Adasına uğradı, ben de inip görmek istedim. Küçücük bir adada bir kaç yapı yapılmış, geri kalan kısmı olduğu gibi ağaçlık ve park alanı  idi. Kıyısında ise bir  “otel gemi” demir atmıştı. İsveçte otel gemilerin sayısı dikkat çekici sayıda… Sonbaharda  Skeppsholmen adası sarılı kırmızılı yapraklarla hoş görünüyor. Bir saat sonrasında ise ilk gelen vapur ile Djurgarden Adasına geçtim.

https://www.instagram.com/p/Bay5vvuDh5U/

Djurgarden ise doğal yaşam parkları, göletler, yürüyüş alanları,  müzeleri ile tam bir eğlence adası… Djurgarden, Gamla ya da Skeppsholmen gibi küçük değil, sürekli aynı rotada dönen tramway ile ada in-bin şeklinde gezilebilir ya da bisiklet ile keyifli bir sürüş rotası yapılabilir. Benim ziyaretim tam da Hallowen Day zamanına denk gelmişti, bir de haftasonu eklenince  hem adadaki meşhur lunapark hem de müze girişleri inanılmaz kalabalıktı. Djurgarden Adasında üç müze önerim olacak:

Vasa Müzede; 17. yydan kalmış ve günümüze kadar orijinalliğini %95 oranda koruyan Vasa Savaş Gemisi sergileniyor. Gemi 1628 yılında daha ilk seferinde batmış, 333 yıl sonra denizden çıkartılarak uzun  süren özenli bir onarımla ayağa kaldırılmış, yılda 1 milyonu askın turistin ziyaret ettiği müze İskandinav yarımadasının en çok ziyaretçi alan müzesi, girişi ücretli olan müze 18 yaş altına ücretsiz.

Skansen Açıkhava Müzesi; sadece İsveç’in değil dünyanın en eski açıkhava müzesi. İsveç’in farklı bölgelerinden taşınan çiftlik evleri ve yapılar bu alanda sergileniyor.  Köy yaşamına ve kültürüne dair eşyalar, yaşam şekli, tarım üretimi, hayvanat bahçesi ile  bir çeşit zamanda yolculuk hissettiriyor. Çoğunlukla çocuklu aileler ziyaret ediyor.

Bu müzeleri gezmek elbette keyifli ancak ben en büyük keyfi Abba Müzesinde aldım:)1970’lerin popüler müzik gruplarından olan ABBA bir İsveç grubu, döneminde kasırga gibi esen bu gruba Djurgarden adasında özel bir müze de yapılmış. Girişi ücretli olan müzede Abba’nın albümleri ve hediyelik eşyaları da satılıyor. Müzenin kafesinde Abba müzikleri çalıyor. Ekim sonu hava çok soğuk, sıcak bir şeyler içerek ısınma molası vermiştim ama harika bir nostalji yaşadım. Eskiler güzeldir:)

Stockholm’ün simge yapıları

Şehri gezerken ara sokaklarına, sakinliğine, temizliğine, yapıların uyumuna, düzenine her şeyine hayran oldum, Stockholm şık ve still bir şehir. İki günlük Stockholm seyahatime sığdırabildiklerim bir kaç still binadan bahsedecek olursam; Gamla Stan’ın hemen karşısındaki Kungsholmen bölgesinde yükselen City Hall Tower, kırmızı rengi ve kulesi ile dikkat çekiyor. 1900 yılında sekiz milyon tuğla ile inşa edilmiş olan bina günümüzde belediye binası olarak kullanılıyor, Nobel Ödülleri de bu binada sahiplerini buluyor. Ben City Hall’ün avlusuna bayıldım, sonbaharda harika görünüyor. Yaz aylarında kulesi ziyaretçilere açık, 365 basamakla 106 metreye çıkıp şehri kuşbakışı görmek muhteşem olurdu ama ekim ayında kule kapalı idi.

Fotografiska ; Fotoğraf Müzesi Stockholm’ün eski ve simge yapılarından. Avrupa’nın önemli fotoğraf merkezlerinden olan müzede her yıl birbirinden değerli sergiler açılıyor. İçerisinde sergi salonları dışında Altın Ejder Ödülünü kazanan meşhur bir restorant da mevcut.Skeppsholmen Köprüsü; Kraliyet Sarayının en iyi izlendiği nokta diyebiliriz, köprünün ortasındaki altın taç instagram fotoğraf noktası olmuş.

Stockholm Halk Kütüphanesi; T-Cantrel’in hemen çapraz karşısındaki kırmızı görkemli bina halk kütüphanesi. 400,000 den fazla kitap ve 100 den fazla edebiyat koleksiyona sahip olma özelliğinden dolayı dünyanın en güzel 10 kütüphanesinden biri.

Stockholm’de yemek işini nasıl hallettim?

Şehir gerçekten çok pahalı, ama aç kalacak kadar da değil… Sadece yöntem ve yol bulmak gerekiyor. Benim kaldığım hostele yakın metro durağında bulunan süpermarketten günlük yiyeceklerimi satın alıp hostelin mutfağında ısıttım, böyle anlatınca garip gelebilir kulağınıza ama marketteki çeşitler o kadar güzeldi ki, biraz ondan biraz bundan yapıp ( köfteler muhteşemdi) aldığımdan her öğün şölene dönüşüverdi.

Diğer yandan Norrmalm bölgesindeki Kungshallen tam bir dünya mutfağı yemek alanı… İki katlı mekanın alt katı bir avm nin yemek katı gibi, fiyatlar ve çeşitlilik beni tatmin etti… Üç günlük seyahatimde eksikliğini hissettiğim tek şey çay ve çorba oldu, hava o kadar soğuk ki sıcak çorba bu memlekette nasıl yaygın değil anlamış değilim.

Diğer yandan tarçınlı çörekler İsveçlilerin milli tatlısı durumunda, bir İsveçlinin yılda 300 tane tarçınlı tatlı çörek yediğini duyduğumda hiç şaşırmadım. İkealarda gördüğümüz köfteler ve tarçınlı çörekler İsveç’in olmazsa olmazlarından…

Stockholm’de konaklama

Stockholm’e ucuz uçak bileti bulunca konaklamanın ne kadar pahalı olduğunu bilmeden balıklama atlamıştım:) Sonrasında booking.com’da arayışlarım başladı ama inanılmaz pahalı oteller, derken bir şey dikkatimi çekti, odalarda ya pencere yok ya da duş-wc ortak… Konaklama için Gamla Stan’ı tercih ettim, eski tarihi bir yapı restore edilmiş ve mükemmel bir hostele dönüştürülmüş, metroya markete her yere yürüme mesafesinde. Odalar minik bir İKEA odası gibi sade ve işlevsel eşyalarla dekore edilmişti, geceleri soğuk havayı hiç hissetmedim, odada banyo -wc yoktu ama üç gün boyunca hiç şikayetçi olmadım, ortak alanı kullanıma her gittiğimde o kadar temiz buldum ki sanki ilk defa ben kullanıyorum gibiydi. Hostelin linkine buradan ulaşabilirsiniz… Archipelago Hostel Old Town …

Diğer yandan ucuz konaklama alternatiflerinden biri de gemilerdeki kameralar, ama 5-6 m2 lik kamaralarda kalmak istemedim ben, odada her ne kadar fazla zaman geçirmeyecek olsam da pencere ve odanın ışık durumu benim psikolojimi etkiliyor, linkini vermiş olduğum hosteli gönül rahatlığı ile öneriyorum…

Konaklama için Gamla Stan bölgesine alternatif Norrhalm bölgesi olabilir, şehir merkezi ve orada da gerek hostel gerekse yıldızlı otel alternatifi çok fazla sayıda, ayrıca ulaşımı da her yere kolay.

Notlar;

https://www.instagram.com/p/BcJ-FnJDBxS/

  • Stockholm’e gitmeden önce bakındığım sitelerde çatı turu görmüştüm, şehrin stil binalarının çatılarında özel güvenlik aparatları ile yapılan tura ben katılmadım ama siz belki katılmak istersiniz.
  • Ziyaretim öncesinde bana rehber olan sitelerden en önemlisi olan Visit Stockholm’ü sizlere de öneriyorum, zevkinize ve keyfinize hitap eden bölümlerinden faydalanabilirsiniz.
  • 230 Krona 72 saatlik Stockholm PAS Card alıp tren, otobüs, vapura sınırsız binebilirsiniz… Metroya her binişin 35 kron, havalimanından T-Cantrel’e gelişin 120 kron  olduğunu dip not düşeyim…
  • Havalimanından merkeze en ekonomik ulaşım şeklini bir blogda “583 nolu Marsta otobüsü +tren” şeklinde okumuş ve not almıştım, Arlanda’dan şehir merkezine giderken Havaş misali otobüs ile gelip dönüşte ise bu öneriye göre gitmiştim ki gayet kolay ve ekonomik olmuştu.
  • Stockholm’den ne alınır derseniz ” ben ahşap oyuncak ve tarçınlı kurabiye” öneriyorum. Süpermarketlerde çok ucuz…
  • Ekim ayı inanılmaz soğuk idi, Norveç ve Kars’ı gören biri olarak şunu söyleyebilirim ki Stockholm’de dondummm… Şehrin sokaklarında yürüyüşü seven ben resmen sürekli iç mekanlara kaçıyordum.
  • Stockholm bulunduğu enlem itibarı ile aslında kuzey ışıklarının görünebileceği bir lokasyonda ancak şehrin ışıklarından dolayı görünmesi zor. Gündüz vakti bulutlu bir günde gökyüzüne baktığımda bulutların arasında yeşil ışıklar gördüm kısa süreli dalgalanmalar şeklinde de olsa, göz yanılması olarak düşünmüştüm ama benim seyahatimden bir hafta sonra instagramda Stockholm semalarında çekilmiş muhteşem bir kuzey ışığı fotoğrafı görmüştüm… Açık bir gecede gökyüzüne bakmayı ihmal etmeyin derim:)

 

Share.

4 yorum

Yorum Yap

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.