Kabakkoyu; gizli cennet…

Kabakkoyu, Ölüdeniz’in Kelebekler Vadisi’ne komşu bir koy. Turkuaz mavisi harika bir denizi olan Kabakkoyu’nda insan kendini cennette gibi hissediyor. Ancak cennete gitmek ne kadar zor ise Kabakkoyu’ na da gitmek o kadar zor diyebilirim.

Kabak koyuna nasıl gidilir?

İstanbul’dan Dalaman’a uçak yolculuğu sonrasında servis ile Fethiye-Ölüdeniz’ e sonra da Faralya minibüsleri ile ( belli saatlerde kalkıyor, sürekli bulunmuyor) Kabakkoyu’na varmıştım. İstanbul’dan gelirken bayram tatillerine denk düşmediğinden bir rezervasyon yaptırmamış, sırt çantasından biraz büyükçe bir çanta ile çıkmıştım bu yolculuğa.

Kabakkoyu‘na sadece köyün ulaşım aracının girmesi serbest, onun haricinde motor ya da özel araçla girilmesi yasak, köyün girişindeki otoparka herkes aracını parkedip bagajını alıp arazi taşıtı olan köy servisi ile vadiye inebiliyor. Ben de bindim arazi taşıtına, vadiye inerken bir yandan şöforle konaklama konuşurken bir yandan da başdöndürücü manzarayı kaçırmamaya çalışıyorum. Küçük bi sorun var, konaklama yapılabilecek alternatif ne kadar pansiyon varsa boş oda hiç yok, ilk defa banyo-tuvaleti ortak kullanılan bir odada kalacağım. Ama zaten o kadar iç içe ki bungalowlar çok da önemsemedim bu durumu.

Denizi teras manzarasından izleyebileceğim aile işletmesi bir pansiyonda kalıyorum. Bu civarda hemen her pansiyon yarım pansiyon konaklama imkanı sunuyor, yemekler vejeteryan tarzı ama lezzetli, kamp havasında. Deniz köpük köpük dalgalı, hep böyle mi diye soruyorum, dolunaya yakın zamanlarda denizin coşkulu olduğunu, dolunay sonrasında çarşaf gibi sakinleştiğini söylüyorlar. Plajda öyle şezlong- şemsiye yok, tamamen doğal yöntemlerle gölgelikler yapılmış. Bazı tesisler tepenin üst yamaçlarında, onlar denize yürüyerek 30-35 dk.da ancak inebilirler diye tahmin ediyorum, benim kaldığım yerden ise ortalama 10.dk.lık bir yürüyüş yolu mesafesinde.

Kabakkoyun’da denizden başka ne yapılır ?

Yamaç paraşütü:  Babadağ’dan 1967 metreden yapılıyor, oldukça keyifli ve heyecanlı oldu benim için. Dileyenler Kelebekler vadisine dileyenler ise Ölüdeniz plajına inebiliyor. Önceden rezervasyon yaptırılması gerekiyor.

Mağara turu: Koyun sonunda bulunan mağaraya yüzerek ya da benim gibi kıyıdan yürüyerek ulaşabilirsiniz. Ben denizdeki mağaralardan hep korkmuşumdur. Koca koca kayalar masmavi ve buzgibi bir deniz, mağarayı ürkütücü yapıyor.

Şelaleye yürüyüş: Bence bu bölgenin en adrenalin dolu aktivitesi şelaleye yürüyüş ve tırmanış. Ben de herkes gibi şelaleye tırmandım ancak sonrasında kısa bir kaya tırmanışı yapmak gerekiyor ki işte bu kısım en zor bacağı… Sonradan dinlediğim anektodlarda yalnız olmadığımı duymak beni rahatlattı 🙂 Zor ancak dediğim gibi heyecan verici bir tırmanış. Şelale yolu boyunca irili ufaklı su göletlerine girip girip çıktım, serin sular sıcak havada iyi geliyor.

Yoga; doğal ve sessiz ortam yoga ve meditasyon yapanlar için oldukça ideal.

Dolunay parti;daha çok yaz aylarında zaman zaman dolunayda sahilde ateş yakılıp, gitar çalıp şarkılar söyleniyor, eğlenceler düzenlenebiliyor.

Tekne turu; sahildeki teknelerden birini kiralayıp Kelebekler Vadisi’ne gidebilirsiniz.

Balık tutmak; oltanızı yanınızda götürüp balık tutabilirsiniz ya da tekne ile açılıp açıktan da tutabilirsiniz.

Trekking: Likya yolu buradan başlıyor, harika bir trekking rotası mevcut.

Kabak Koyu Konaklama:
Vadide her bütçeye uygun konaklama türü mevcut, bungalow tarz odaların bazıları duşlu – bazıları wc’siz bazıları ise görüntüde salaş olmakla beraber jakuzili … Yani çadır ve kamp seçeneğinden  lüks bungalow türüne kadar alternatifler mevcut… Ücretler genellikle yarım pansiyon ve vejeteryan beslenme tarzında yemekler sunulmakta.

Kabakkoyu; ortalama 2-3 günlük kısa kaçamaklar için ideal, kitap-deniz-dinlence arayanlara birebir…Onca yolu katedip gelmeme değdi doğrusu, macera dolu bir hafta geçirdim. Denizi gören terasta yıldızların altında uyumak, günbatımında plajda dalgalarla oynamak, serin şelale yolculuğu ve bitmeyen kitapları okuma fırsatı…

Cennet bir koy Kabak…